SİBER ZORBALIK HAKKINDA EBEVEYN VE ÖĞRETMENLERİN BİLMESİ GEREKEN HER ŞEY

Yazar:Psk. Dr. H. Billur Çakırer - Eğitim Psikolojisi Doktoru/Oyun Terapisti/Aile Danışmanı

Günümüzde “sosyal medyada göründüğün kadarsın” sanrısı birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Çünkü özellikle herkese açık paylaşılan içeriklerin kimin tarafından görüntülendiği, görüntülenen bilginin ne amaçla kullanılabileceği konusu tamamen belirsiz.

 

1965-1979 yılları arası doğan X kuşağı üyeleri için günümüzün teknolojik gelişmeleri ancak bilim kurgu filmlerinde olabilecek şeyler olarak algılanırken, 1980-1999 arası doğumlular ergenlik dönemlerinde cep telefonları ve internet kavramlarıyla tanıştılar. 2000 ve sonrası doğumlu Z kuşağı üyeleri ise teknolojinin çok hızlı değiştiği ve ilerlediği bir yüzyıla doğdular.

Dijital içerik hazırlamanın, yayınlamanın git gide kolaylaştığı günümüzde artık bebeklerin anne karnındaki ilk görüntüleri bile sosyal medyada bir haber değeri taşıyabiliyor. Çocuklarının her nefeslerini sosyal medyada paylaşan anne babalar, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 16. Maddesi kapsamında ele alınan çocuğun özel hayatının korunması ile ilgili yükümlülüklerini ve sorumluluklarını birçok kez ihmal ettiklerinin farkında bile olmuyorlar.

Durum böyle olunca da çocukların sosyal medya üzerinde güvenli ve uygun paylaşım yapma kriterleri ile ilgili referans noktaları, yani anne babalarının yaptıkları paylaşımlar çoğu zaman çocukların sağlıklı karar verme becerilerini etkiliyor. Kendi akranlarının özel hayatını sosyal medya paylaşımları aracılığıyla bazen bilerek, bazen de bilmeyerek ihlal edip onların sosyal ve duygusal gelişimlerinde derin yaralar açabiliyorlar.

Günümüzde “sosyal medyada göründüğün kadarsın” sanrısı birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Çünkü özellikle herkese açık paylaşılan içeriklerin kimin tarafından görüntülendiği, görüntülenen bilginin ne amaçla kullanılabileceği konusu tamamen belirsiz.

Siber zorbalık da bu tehlikelerden en çok öne çıkanlardan biri. Bu kavram çocukların ve ergenlerin aralarında güç dengesizliği bulunan akranlarını aşağılayan, küçük düşüren paylaşımlar yaparak, onlara bilerek, isteyerek duygusal ve sosyal zarar verme niyetiyle eyleme geçirilen, çevrimiçi platformların herhangi biri üzerinden sergilenen her türlü davranış olarak genellenebilir.

Siber Zorbaların ve Siber Kurbanların Özellikleri

Siber zorbalık bazı uzmanlar tarafından geleneksel akran zorbalığının bir uzantısı olarak kabul edilirken, araştırmalar geleneksel akran zorbalığı mağduru olmayan çocukların da siber zorbalık hedefi olabileceğini göstermiştir. Bir çocuğun siber zorba olmasının önkoşulu şüphesiz ki teknolojiyi kullanma becerileri ve teknolojik aletlere ulaşabilir olmasıdır.

Avrupa Çevirim İçi Çocuklar Projesi ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye’de çocuklar ortalama sekiz yaşında bilgisayar, on yaşında cep telefonu kullanmaya başlarken aynı yaşlarda internet ile tanışıyorlar. Yapılan başka bir araştırmada da küçük bir oranda da olsa ülkemizdeki internet kullanım yaşının yediye kadar düştüğü ifade ediliyor. Yaş sınırının Facebook, Twitter, Instagram, Snapchat gibi popüler sosyal medya platformları için 13, Whatsapp’ın ise Avrupa sınırları içinde 16 olmasına rağmen, bu platformları aktif olarak kullanan çocukların üçte birinin bu yaş sınırlarının altında kaldığı saptanmıştır.

Araştırmacılar siber zorbalığın en sık görüldüğü yaşı 14 olarak işaret etmektedir. 16-17 yaş itibariyle de siber zorbalık eylemlerinin düştüğü belirtilmiştir. Bununla beraber siber zorbalar eylemlerini çoğunlukla isimsiz, gizli ya da yanlış bilgiler vererek yaptıkları için tespit edilen bu yaş kriterleri sadece araştırmalara gönüllü katılmış çocuklardan elde edilmiş bir veridir.

Siber zorbalık geleneksel zorbalıktan üç noktada ayrılır:

  • Tekrar edilen bir davranış olması: Bir davranış, ancak sistematik olarak tekrar edildiğinde zorbalık kapsamına girebilecekken siber zorbalıkta, örneğin bir paylaşım bir kez yapılsa bile sanal ortamlarda kalıcı olmaları ve sürekli ulaşılabilir olmaları nedeniyle davranışın siber zorbalık kapsamına girmesi için tekrar olması yerine sürekli ulaşılabilir, birden çok kez tıklanabilir gibi kriterlere uygun olması yeterlidir.
  • Zorba ve kurban arasındaki güç dengesizliği ve sınırların belirsizliği: Geleneksel akran zorbalığında zorba ile kurbanı arasında belirgin bir fiziksel ya da sosyal statüden kaynaklanan bir güç dengesizliği varken siber zorbalıkta bu dengesizlik zorbanın kimliğinin bilinmemesinden kaynaklanır. Kimliğini saklayan zorba, kurban üzerinde bir belirsizlik baskısı yaratır. Bazen de yaş, cinsiyet gibi kişisel bilgilerini yanlış vererek kurbanının istediği bilgiye inanmasını sağlayarak farklı kimliklere bürünerek ona zarar vermeyi seçebilir.

Geleneksel akran zorbalığı yüz yüze yapılan eylemleri kapsar. Dolayısıyla sosyal çevre ve fiziksel çevre belirgin ve sınırlıdır. Kurban okulunu değiştirerek, evinden taşınarak zorbalığa maruz kalmaktan kaçınabilir. Siber zorbalıkta ise kurban cep telefonu, tablet, bilgisayar gibi araçları kullanarak internete girdiği sürece hedef olmayı sürdürmekle kalmayıp, o çevrim içi olmasa bile arkasından yapılan davranışların kimler ve kaç kişi tarafından görüntülendiğini bilmesi mümkün değildir. Bu da siber zorbalığının akran zorbalığına nazaran durdurulması veya engellenmesini daha güç kılar.

  • Karşı tarafa zarar verme niyeti: Geleneksel akran zorbalığında zorba tamamen kasti bir biçimde kurbanına zarar vermeyi amaçlarken, yapılan araştırmalar siber zorbaların önemli bir kısmının şaka yapmak niyetiyle bu tip eylemler gerçekleştirebildiklerini de ortaya çıkarmıştır.

Yapılan çeşitli uluslararası araştırmalar siber zorbaların ve kurbanların cinsiyet farklılıklarına dair tutarsız sonuçlara işaret etmekle beraber ülkemizdeki araştırmalar erkeklerin kadınlara göre daha sıklıkla siber zorbalık kurbanı ve mağduru olduklarına işaret etmektedir. Erdur-Baker’ın (2013) derlediği araştırmalarda devlet okuluna devam eden öğrencilerin özel okul öğrencilerine göre daha sıklıkla siber zorba ve siber kurban olduğu belirtilirken Horzum ve Ayas (2011)’ın çalışmasında özel okul ve sınavla öğrenci alan Anadolu Liselerine giden öğrencilerin devlet liselerinde okuyan akranlarına göre daha çok siber zorba ve siber kurban olduğu bulunmuştur. Birbiriyle çelişen bu iki sonuca rağmen sosyo-ekonomik düzeyin sanal zorbalık olaylarında dolaylı bir etkisinin olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Siber zorbalık genellikle düşünmeden, ani verilen tepkiler olarak ortaya çıkarken sanal ortamlarda kurbanın vereceği tepki gözlenemeyeceği için bu olası tepkilere karşı duyarsızlaşmış gençler normalde akranlarının yüzlerine karşı sergileyemeyecekleri davranışlarda bulunabilirler. Özellikle zorbanın kimliksizliği siber zorbalık davranışının ortaya çıkma olasılığını arttıran en büyük etkendir. Çoğunlukla taraflar arasında yaşanan çatışmalardan sonra kıskançlık, ayrılma, çeteleşme, hoşgörüsüzlük, kısasa kısas yapmak, güçlü olduğunu ispatlamak, popüler olmak gibi gerekçelerle ortaya çıkar. Siber zorbalar, akranları tarafından dışlanmış, sosyal kabulleri düşük, şımarık, empati kuramayan, kaba kişiler olarak tanımlanırlarken, uzmanlar ise özgüvenleri düşük, sosyal kaygıları yüksek, tütün, alkol ve diğer maddeleri kullanma eğilimi fazla, diğer insanların duyguları karşısında duyarsız olan, okul içinde saldırganlık davranışları sergileyen çocukların siber zorbaya dönüşme olasılığının yüksek olduğuna işaret eder.

Siber kurbanlar ise genellikle ya çok içedönük ya da fazla popüler ve dikkat çekici olarak tanımlanırlar. İçedönük olan çocuklar kolay hedefler oldukları, popüler çocuklar ise intikam alınması gereken kişiler olarak görüldükleri için kurban olarak seçilirler. Teknolojinin incelikleri ve güvenli internet kullanımı hakkında bilgisi az olan çocukların daha sıklıkla siber zorbalık mağduru oldukları da bulunmuştur.

Siber Zorbalık Ne Gibi Sorunlara Yol Açar?

Siber zorbalığın kurbanlar üzerinde bırakabileceği etkiler, zorbalığın şekli, yoğunluğu, süresi gibi faktörlere ve çocuğun psikolojik dayanıklılığına bağlı olarak farklılaşır. Bazı çocuklar için fazla ciddiye alınmayacak geçici bir sıkıntı olarak atlatılırken bazı çocuklar için intihara götürebilecek kadar yıkıcı etkiler ortaya çıkarabilir.

Siber zorbaların kimliklerini saklamaları, kurbanlarda kaygıyı arttıran en önemli nedendir. Siber zorbalık davranışına tanık olanların sayısı arttıkça, olumsuz ve kalıcı etkiler de artacaktır. Siber kurbanların yaşadıkları olumsuz etkiler arasında migren, karın ağrısı gibi fiziksel tepkiler, hayal kırıklığı, korku, öfke, üzüntü, özgüven düşüklüğü, kaygı, depresyon, sosyal izolasyon gibi psikolojik sıkıntılar, akademik başarıda düşüklük ve aile içi yaşantıda çatışmalar öne çıkar.

Kaynakça

YAZARIMIZ HAKKINDA

Psk. Dr. H. Billur Çakırer
Psk. Dr. H. Billur Çakırer
Eğitim Psikolojisi Doktoru/Oyun Terapisti/Aile Danışmanı
Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldu. 2009 yılında Barselona Üniversitesi Psikoloji Fakültesi bünyesindeki Üniversiteler Arası Eğitim Psikolojisi Yüksek Lisans Programı’nı bitirdi. 2014 yılında da Barselona Autonoma Üniversitesi’nde Psikoloji Fakültesi bünyesinde yer alan Eğitim Psikolojisi Doktora programını tamamladı. Çalışma alanları arasında oyun temelli öğrenme, bütünleştirici eğitim, erken çocukluk eğitimi, eğitimde kültürel çeşitlilik gibi konular bulunuyor. Şu anda 3-12 yaş grubundaki çocuklara psikopedagojik danışmanlık veriyor. Oyun terapisi aracılığıyla çocukların potansiyellerini gerçekleştirmelerini desteklerken ebeveynlere yönelik olarak da çocuk merkezli aile danışmanlığı hizmetleri sunuyor.

Yazarın Makaleleri

YORUM & DEĞERLENDİRME



EN SON YAYINLANAN YAZILAR

Çocuğumuzun Dijital Dünyası Ne Kadar Güvenli?
Medyada Gördüğü Zorlu Olayları Çocuğumuza Nasıl Anlatmalıyız?
Koronavirüs (Covid-19) Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
Koronavirüs’ün ülkemizde görünmeye başladığı bu günlerde çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Tatilde Artan Ekran Kullanımını Okulu Destekleyecek Bir Kullanıma Nasıl Dönüştürebiliriz?
Tatilde artan ekran kullanımını okulu destekleyecek planlı bir kullanıma nasıl dönüştürebiliriz?
TikTok Nedir? Çocuklar İçin Ne Kadar Güvenlidir?

İLGİLİ YAZILAR

YAZARLARIMIZ

X

Çocuğunuz için uygun olabilecek içerikleri bulun