Akıllı telefonların iletişim kurma, internet aracılığıyla bilgiye hızla ulaşma ve hayatı kolaylaştıran uygulamaları kullanma gibi faydaları olsa da aşırı kullanımı neticesinde doğan zararları da vardır.
“Digital in 2018” raporuna göre; Türkiye’de mobil telefon kullanımı %98, akıllı telefon kullanımı %77 ve bilgisayar kullanımı ise %48 seviyelerine ulaşmış bulunmaktadır. Danışmanlık kuruluşu Deloitte’un 33 ülkede 53 binden fazla katılımcıyla yaptığı Global Mobil Kullanıcı Araştırması’na göre akıllı telefon bağımlılığında Avrupa’nın önüne geçen Türkiye’de uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı %79 iken, aynı oran Avrupa için %62 seviyesinde gözlemleniyor. Benzer biçimde yatmadan önceki son 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı Avrupa’da %53 iken aynı oran Türkiye için %72 seviyelerine ulaşıyor. Bu oran ile Türkiye ilk sırada yer almaktadır. Ajans Press’in GKF ve Digital Talks’un ortaklaşa hazırladığı rapordan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’deki 6 ile 15 yaş arası çocukların %59’unun akıllı telefon sahibi oldukları görülmüştür. Akıllı telefon bağımlılığı ile ilgili Ulusal Gençlik Politikaları Enstitüsü tarafından yapılan son bir araştırmaya göre ergenlerin, üçte bir oranında bağımlılık geliştirme riski altında olduğu ifade edilmiştir. (7),(8)
Akıllı telefonun bu kadar yaygın kullanılması, akıllı telefon bağımlısı olma riskini de beraberinde getirmektedir. Çocukların akıllı telefon kullanma sıklığı arttıkça akıllı telefon bağımlısı olma riskleri de artmaktadır. Özellikle okul öncesi dönemde eline akıllı telefon verilen çocukların oyun ve ekran bağımlılığı geliştirme ihtimalleri daha yüksektir. Akıllı telefonların kullanımlarının kolay olması, eğlenceli oyunların, videoların bulunması da çocukları cezbetmektedir.
Ailelerin akıllı telefon kullanımına dair olumlu bakış açıları, izin verici ebeveyn tutumları, anne babanın akıllı telefonu aşırı kullanmaları, akıllı telefonu çocukları oyalama ve susturma aracı olarak görmeleri, çocuklarının akıllı telefon bağımlılığı geliştirmelerine neden olabilmektedir.
İzin verici tutum sergileyen ebeveynlerin kararsız, tutarsız ve daha hoşgörülü yaklaşımları, çocukları bencil, inatçı ve histerik yapabilmektedir. Akıllı telefon kullanımına izin veren ailelerin çocuklarının bağımlılık geliştirmeleri daha olasıdır.
Söz ve davranışlarında kararlı, tutarlı ve net olan duyarlı ebeveynlerin çocukları kendine güvenen, dürtülerini kontrol edebilen bireyler olabilmektedirler. Bu yaklaşıma sahip ailelerin çocuklarının akıllı telefon bağımlısı olma ihtimalleri daha düşüktür.
Çocukların akıllı telefon bağımlılığını etkileyen değişkenler; çocuğun yaşı, cinsiyeti, kardeş sayısı ve okula/kreşe gitmemesi olarak sıralanabilir. Çocuğun kardeşinin olmaması ebeveynle vakit geçirmediği zamanlarda akıllı telefon ile vakit geçirme olasılığını arttırabilir. Okul öncesi yaş çocuğunun akıllı telefon bağımlılığı geliştirme olasılığı daha fazladır. Ancak kreş ya da anaokuluna başlayan çocuklar, öğretmen ve arkadaşları ile daha fazla iletişim kurdukları için akıllı telefon ile geçirecekleri zamanlar da azalmış olur.
Akıllı telefon bağımlılığı gösteren çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygusal dengesizlik, öfke ve dikkat eksikliği, birçok uyarana maruz kalma nedeniyle odaklanma sorunu gibi bilişsel problemler görülebilir. ( 3), ( 4 ) Özellikle erken yaştaki çocuklarda bu etkilerin yaygın olması daha muhtemeldir. Akıllı telefonun eğlenceli dünyasına kendisini kaptırmış çocukların, ebeveynleri tarafından telefon ile vakit geçirmelerine izin verilmediği takdirde depresyona girme ihtimalleri daha yüksektir. (5 ) Çocukların telefondan mahrum bırakılması, sinir krizi, ağlama nöbeti geçirme gibi tepkiler geliştirmelerine neden olabilir. Akıllı telefon bağımlılığı çocuğun kendini kontrol etme, zamanı iyi yönetebilme becerileri geliştirmesini de engeller.
Akıllı telefonların aşırı kullanımı çocukların fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Okul öncesi çocukların telefon ekranındaki ışığa sürekli maruz kalmaları göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. Telefonun uzun süre kulaklıkla kullanımı da zamanla işitme duyusunda kötü izler bırakabilir. Çevreyle az etkileşim kurma ve hareket azlığı çocuklar da (çocuklarda) obezite riskini de arttırmaktadır. Akıllı telefon ile uzun süre vakit geçirmek fiziksel egzersize ayrılacak zamanı da kısıtlayabildiği için çocukların gelişimini de olumsuz etkilemektedir. (6)
Akıllı telefon bağımlısı olan çocuklarda beyin dalga testine göre sağ beyin işlevinin bozulabildiği tespit edilmiştir. Beyindeki frontal lobun fonksiyonunu etkileyen düşünme, yargılama ve konsantrasyon alanlarının zarar görmesi normal beyin gelişimini olumsuz etkilemektedir. (1)
Sosyal açıdan da diğer çocuklarla iletişim kuramama, saldırgan davranışlar sergileme ve arkadaş edinme de (arkadaş edinmede) güçlük yaşama görülebilir. (3) Akıllı telefon bağımlılığı artıkça depresyon, kaygı, dürtüsellik, kontrol eksikliği (eksikliğinin) de paralel şekilde arttığı görülmüştür. (3), (4) Akıllı telefon bağımlılığı yaşayan çocukların, dikkat dağınıklığı ve öz denetim eksikliği gösterme ihtimalleri daha yüksektir.
Okul öncesi dönem çocuklarına erken yaşta akıllı telefon verilmesi, yemek yemeleri için telefondan video izletilmesi, susmaları ya da uykuya dalmaları için akıllı telefona maruz bırakılmaları zamanla çocukların telefonu ısrarla isteme ve onsuz hiçbir şey yapmak istememelerine neden olmaktadır. Çocuk gelişiminin en kritik yaşları olan 0-6 yaş arasında sürekli akıllı telefon, tablet veya televizyon ile vakit geçiren çocukların fiziksel, sosyal, dil, bilişsel ve psikolojik gelişimleri olumsuz etkilenmekte ve akranlarına kıyasla gerilik gösterebilmektedirler. Özellikle 0-3 yaş arasında telefon, tablet, televizyon ile çok fazla vakit geçiren ve aileleri tarafından ilgisiz bırakılan çocukların kreş ya da anaokuluna başladıklarında arkadaşları ile iletişim kurmada, göz teması sağlamada, grup oyunlarına katılma ve konuşmada zorlandıkları görülmüştür.
Akıllı telefon hayatımızı kolaylaştıran bir teknoloji aracıdır. Burada önemli olan çocuğun telefonla ne kadar vakit geçireceğinin belirlenmesi ve telefona her istediğinde kolayca ulaşamamasıdır. Aileler çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeli ve çocuklarının gelişimlerine katkı sağlayacak etkinlikler yapmalıdırlar.
Kaynakça