Bu makalemizde çocuklarda öfke kontrolünün nasıl sağlanacağına dair önerilerden bahsedeceğiz.
Öfke, diğer duygularımız kadar doğal ve insanidir. İletişimde düzenleyici bir etkiye sahip olan, kişiye güç ve kontrol etme duygusu veren öfke; kontrol edilemediğinde ise bu işlevlerini bir kenara bırakır ve kişinin kendine zarar vermesine neden olur. Öfkenin yaşı ve cinsiyeti yoktur. Ancak çocukluk dönemlerinde geçirilen öfke nöbetleri, çocuğumuzun psikolojisi üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle makalemizde çocuklarda öfke kontrolünün nasıl sağlanacağına dair önerilerden bahsedeceğiz.
Çocuklar neden öfkelenir?
Öfkenin birçok sebebi vardır. Genel olarak öfke duygusunun altında yatan ise engellenmiş olma hissidir. Fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçların yer yer karşılanmaması da çocuklarda öfkeyi doğuran sebeplerdendir. Bebeklik dönemi öfke duygusu için kritik bir dönemdir. Bebeğin gereksinimlerini elimizden geldiğince zamanında ve yeterli şekilde karşılamak öfke davranışının oluşmasını asgari düzeyde tutacaktır. Bebeklikten itibaren ihtiyaçları zamanında karşılanmayan çocuğumuz, isteğini ağlayarak, hırçınlaşarak gösterir. Ebeveynler olarak bu mesajı iyi anlamalıyız ve öfke halinin karaktere dönüşmemesi için her ağlamasında veya bağırmasında istediklerini önüne sermemeliyiz.
Bir öğretmen olarak, bunu huy edinen çocukların orta son öğrencisi olsalar bile bu şekilde davranmaya devam ettiklerini görmek, bebeklik döneminin ne kadar kritik olduğunu benim açımdan gözler önüne sermektedir. Eğer öfkenin önlemi alınmazsa zamanla çocuğun bütün davranışlarına yansır. Büyüdükçe de onunla beraber büyür ve çocuğun ileriki yaşlarda da öfkeli olma potansiyeli doğmuş olur.
Kısaca, öfke ile ilgili, temelde yapılmaması gereken iki davranış vardır: Birincisi bebeklikten itibaren çocuğumuzun temel gereksinimlerini (yemek, uyku, oyun, sevgi) zaman zaman karşılayamamak, ikincisi, yine bebeklikten itibaren çocuğumuzun ağlayarak her şeyi elde etmesine müsaade etmek. Bu iki konuya gösterilecek özen, çocuğumuzun öfke ile ilgili sorunlar yaşamasını önleyecektir.
Çocuklar en çok neye öfkelenir?
Ağır hedefler
Anne ve babalar bazen çocuklarına, onların kaldıramayacağı hedefler belirlerler. Çocuk, bu hedefe giden yolda yorulur ve saldırganlaşmaya başlar. Gücünün yetmediği noktada çocuğumuzu anlamalıyız, en azından biraz dinlenmesine müsaade etmeliyiz ve onun yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Bu gibi tutumlarımız, çocuğumuzu sakinleştirmekte çok etkili olacaktır.
Aile içi/dışı şiddet
Çocuk eğer şiddet görerek büyüyorsa, gördüğü davranışları rol model olarak zihnine kazıyacaktır. Sürekli şiddet gören bir çocuğun sağlıklı bir ruh haline sahip olması beklenemez. Çocuk, ne gördüyse onu yapmaya meyilli bir varlıktır ve öğrendiği ilk şeyler tabii ki doğduğu evinde gördükleridir.
Şiddet, evin dışında da yaşanabilir. Bu noktada çocuk, fiziksel olarak gücünün yetmediği durumlarda yaşadığı travmayı davranışlarındaki öfkeli ve kontrolsüz tutumlarla dışa vurur.
Kabul görmeyen/saygı duyulmayan düşünceler
Çocuğumuz büyüdükçe farklı insanlarla tanışacak, çeşitli uyaranlara maruz kalacak ve birtakım düşünceler edinecektir. Bunu ailesiyle veya arkadaşlarıyla paylaşmak istemesi çok doğaldır. Bu noktada eğer çocuğun düşünceleri ile alay edilip, bu düşünceler baskılanırsa, çocuk kendini yalnız hissetmemek için düşüncelerini ispat etmek konusunda direnecek ve bu direniş bir noktadan sonra öfke duygusuna dönüşecektir.
Başkalarıyla kıyaslanmak
Çocuklar, özellikle akranlarıyla kıyaslanmaktan hiç hoşlanmazlar. Eğer bir arkadaşının ondan iyi olduğu bir konuyu sık sık dile getiriyorsanız, büyük ihtimalle çocuğumuz o konuda kendisini yetersiz hissedecektir. Bu duygu da onu çaresizliğe ve saldırganlığa itecektir.
Olanaksızlıklar
Çocuk, kendisinde var olan potansiyeli kullanamadığında yani imkanları kısıtlı olduğunda öfkelenir. Bu spor, müzik vd. alanlarda olabileceği gibi toplum tarafından yüceltilmeyen bir şey de olabilir. Bu durumda ya imkan tanımak ya da bu mümkün değilse çocuğu ikna etmeye çalışmak gerekir.
Enerji boşaltamama
Çocuğumuz yaşı ve büyüme hızıyla doğru orantılı olarak sürekli enerji depolar. Doğal olarak bu enerjiyi boşaltacak bir etkinlik arayışına girer. Bazen bunu bulamaz ve tavırlarında hırçınlık oluşur.
Çocuğun öfkesi ne zaman normal sınırları aşar?
Dört yaşına kadar çocuk, kendini ifade etmekte zorlandığı için öfke nöbetleri normal karşılanmaktadır. Ancak dört yaşından sonra da bu nöbetler devam ediyorsa bu konuyla ilgili okumalar yapmak ya da bir uzman ile görüşmek faydalı olacaktır.
Dört yaşından büyük çocuklar, gün içinde üçten fazla ve uzun süren öfke davranışları sergiliyorsa- bağırma, etrafa ve kendine zarar verme gibi- yine bir uzman görüşüne ihtiyaç var demektir.
Öfke kontrolünü nasıl sağlayabiliriz?
Kararlı olmak
Çocuğumuz istediği bir şey olmadığında ağlamaya başlayıp hırçın davranışlar içine girerse herhangi bir şey yapmadan bir süre bekleyin. Sizin bu kararlı bekleyişiniz, ona ağlayarak istediğini elde edemeyeceğini anlatacaktır. Bu bekleme esnasında bağırmayın, onu ikna etmeye çalışmayın. Sakin ve ciddi bir tavırla ağlaması bitince onunla bu konuyu konuşacağınızı söyleyin.
Dinlemek
Çocuğumuz bir öfke nöbeti içindeyse onu azarlamak yanlış olacaktır. Böyle durumlarda sakin bir ses tonuyla ona yanında olduğunuzu hissettirmeli ve onu dinlemeye hazır olduğunuzu jest ve mimiklerinizle belli etmelisiniz. Böyle bir an uzun sürebilir. Sonuna kadar onun yanında/kapının önünde olmalısınız ve onu dinlemekte olan ısrarınızı göstermelisiniz. Yanından uzaklaşırsanız problemi iyice içselleştirecektir ve tek başına çözmekte de yetersiz kalacaktır.
Sakinleşme köşesi
Evde çocuğumuza ait bir oda/köşe olması öfkeli ve saldırgan davranışlar sergilediğinde onun için sığınılacak bir liman olacaktır. Bu köşeyi kendisiyle beraber oluşturun ve onun sevdiği oyuncakları, eşyaları koymasını sağlayın. Nöbet anlarında çocuğunuzu oraya yönlendirin ve kendisini dinlemeye her an hazır olduğunuzu söyleyin.
Günlük tutmak/resim çizmek
Çocuğumuz, öfke kontrolünü sık sık kaybediyorsa ona günlük tutmasını önerebilirsiniz. Bu sayede çocuğumuz içinde yaşadığı sıkıntıları paylaşmış olacak ve bir nebze de olsa rahatlayacaktır.
Eğer çocuğumuz, okul öncesi dönemdeyse ve yazma becerisini henüz edinmemişse duygularını resimle ifade etmesini sağlayabilirsiniz.
TV/medya kontrolü
TV ve medyada gördüğü şiddeti normalleştirmemesi için çocuklarımızın izledikleri içerikleri mutlaka incelemeliyiz ve yaşlarına uygun günlük ekran süresine dikkat etmeliyiz.
Sokak oyunlarına teşvik
Çocuğumuzun sokakta arkadaşlarıyla oynayacağı oyunlar birçok kazanım içerir: Kazanmak, kaybetmek, bir gruba ait hissetmek, sorumluluk… Bazen bizim birçok kez söylediğimiz bir şeyi, çocuğumuz bu oyunlar sayesinde yaparak yaşayarak kavrayabilir. Bu sebeple şartlar el verdiği ve güvenli olduğu sürece çocuğumuzu sokakta oynanan grup oyunlarına teşvik etmek hem onun enerjisini boşaltmasına hem de davranışlarında ölçülü olmasına yardımcı olacaktır.
Kendimizi onun yerine koymak
Çocuklar bizim üzüldüğümüz şeylerden farklı şeylere üzülebilir ve sevinebilirler. Aynı şekilde bize komik gelecek bir şey çocuğumuzu öfkelendirebilir. Bu noktada asla sorunu küçümsememeliyiz. Öfkelenmesine neden olan şeyin, kendi başımıza geldiğini hayal edip nasıl davranacağımızı çocuğumuza anlatmalıyız. Bunu role girerek de yapabiliriz. Bu sayede hem çocuğumuz onunla gerçekten ilgilendiğimizi hisseder hem de anne/babasının rol yapması onu eğlendirip dikkatini dağıtabilir.
Özür dilemek
Biz yetişkinler, çocuklarımıza yanlış şekilde davranabiliyoruz. Bunu bile isteye yapmasak da bazen hatalı tutumlarımız çocuklarımızı öfkelendirebiliyor. Böyle durumlarda çocuğumuzdan özür dilemekten çekinmemeliyiz. Herkesin hata yapabileceğini, bundan sonra daha dikkatli olacağımızı söylersek çocuğumuz kendini değerli hissedecektir. Ayrıca özür dilemenin erdemini de aile içinde öğrenerek büyüyecektir.