Aile içindeki her bireyin artık bir kendi ekranı ve o ekranda da bir kendi özel alanı var. Herkesin kendi ilgisine göre şekillenen böyle bir alanın olmasını, aile içi iletişimi zayıflatan bir unsur olarak görmek yerine, çocuklarımızla konuşmak ve onları daha yakından tanımak için bir avantaja dönüştürebiliriz.
Yapay zeka teknolojisi, ilgi duyduğumuz alanlarda yeni içerikler sunmak konusunda her geçen gün daha da gelişiyor. Fakat, çocuğumuzun, tükettiği içerikleri dijital algoritmaların önerileriyle seçmesi; çok popüler bir oyunun, videonun ya da filmin kendisi seçmese de önüne servis edilmesi, bu içeriklerin zararlı etkilerine maruz kalmalarına neden olabiliyor. Ebeveynler için de bu durumu önlemeye çalışmak, takip etmesi zorlayıcı bir uğraşa dönüşüyor. Bu noktada çocuğumuzla iletişim halinde olmak, gününü nelerle geçirdiğini keşfetmek ve bu konudaki rehberliğimize güven duymasını sağlamak oldukça önemlidir. Ancak bunu yaparken şu hususlara dikkat etmek gerekiyor:
İlgi alanlarını merak edelim
Çocuğumuzu daha yakından tanımaya, “Çocuğum ne izliyor, ne dinliyor, ne seviyor, ne oynuyor? Dijital dünyada ilgi alanları neler? Bunlar neden ilgisini çekiyor?” gibi soruların cevaplarını merak etmekle başlayabiliriz. Bu merakımız, onun kendini ve zevklerini değerli hissetmesini sağlayacaktır. Ayrıca, ekran sürelerini kıymetli bir sohbete dönüştürmek, birlikte iyi vakit geçirmek ve çocuğumuzu daha yakından tanımak için de fırsat oluşturacaktır.
Önyargısız yaklaşalım
Hangi yaşta olursa olsun, ilgi duyduğu her içeriğe ön yargısız yaklaşıp sorular sormak, çocuğumuzun bizimle bu konularda paylaşım yapmasını kolaylaştıracaktır. Soruların yanı sıra ilgisini çekebilecek görüşlerimizi, düşüncelerimizi ve hislerimizi paylaşabilir; tükettiği içeriğin farkında olmadığı olumlu veya olumsuz yanlarını keşfetmesine yardımcı olabiliriz.
İlgili davranalım
Çocuğumuzun, tükettiği içeriklere ilgili olduğumuzu fark etmesi, ilgi duyduğu içerikler konusunda daha şeffaf davranmasına, ilgilendiği içeriğe bizi de dahil etmesine ve güven duymasına neden olacaktır. İlgimizi ona yansıtmak için sevdiği içeriklerle ilgili, “Ne kadar eğlenceli görünüyor, hangi oyunu oynuyorsun?”, “Ne kadar odaklanmışsın, gerçekten çok ilgi çekici bir video/film olmalı?” gibi sorular sorabilir veya içerikle ilgili gözlemlerimizi paylaşabiliriz.
İçeriklerin olumlu yanlarını övelim
İçerikte nelerin olumlu, nelerin olumsuz mesaj içerdiğini bir süzgeçten geçirmek çocuklar için her zaman kolay olmayabilir. Bunu yasaklarla veya eleştirilerle başarmak da mümkün değildir. Bunun yerine içeriklerin olumlu bulduğumuz yanlarını övmekten çekinmemeliyiz. Çocuklar ekran konusunda sürekli yasaklara ve eleştirilere maruz kaldıkları için olumlu şeyler duymak onları şaşırtıp, sohbet etmeye ilgilerini arttırabilir. Olumlu görüşlerimizi sıkça paylaşmamız, sevdikleri içeriklere merak duyup bu konularda sohbet etmemiz, olumsuz olarak değerlendirdiğimiz içeriklerde de fikirlerimizi kıymetli bulmalarını ve ciddiye almalarını sağlayacaktır.
Eleştirmek yerine rehberlik edelim
Hoşlanmadığımız, oynamasını veya izlemesini istemediğimiz içerikler için “Bu kötü bir oyun veya kötü bir video, kanal, film demek” demek ve yargılamak yerine, içeriğin olumsuz yanlarına vurgu yapabilir ve sorular sorarak bu olumsuz yanları kendisinin keşfetmesine yardımcı olabiliriz. Bu yaklaşım çocuğumuzda bir farkındalık geliştirecek ve kendi filtrelerini oluşturmak konusunda ona rehberlik edecektir.