TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI VE DİĞER RAHATSIZLIKLAR

Yazar:Editör

Teknolojik araçların yoğun kullanımı, onların günlük hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geldiklerini göstermektedir. Fakat bu kullanımın bağımlılık seviyesine gelmesi ve kişinin hayatını kolaylaştırmak yerine zararlı bir hale gelmeye başlaması da günümüzün önemli problemlerinden birisidir.

 

Teknoloji bağımlılığı, beraberinde başka problemleri de getirebilir. Kendimiz veya çocuklarımız için teknoloji kullanımın zararlı hale geldiğini, bu araçları nasıl kullandığımızı gözlemleyerek fark edebiliriz. Kişi, herhangi bir amacı olmadan sınırsız ve denetimsiz bir şekilde uzun süreler teknolojik araçları kullanıyorsa, gündelik hayattaki sorumluluklarını aksatıyorsa, uygun olmayan içeriklere yöneliyorsa bu durum kişiye sosyal, psikolojik, fiziksel ve gelişimsel açıdan zarar vermeye başlayabilir. Bu yazıda teknoloji kullanımının kontrolsüz bir şekilde artmasının çocukların ve yetişkinlerin üzerinde oluşturabileceği çeşitli zararlardan ve bununla beraber gelişebilecek psikolojik rahatsızlıklardan bahsedeceğiz.

Teknoloji kişiye ne tür zararlar verebilir?

Teknoloji kullanımının ölçüsüz bir boyuta ulaşması hem çocuklar hem de yetişkinler üzerinde düşünülenden çok daha ciddi zararlar oluşturabilir. Teknoloji kullanımının artışı çocuk ve gençlerin düşünce süreçlerinde bozulmalara ve duyarlılıklarında azalmaya yol açabilir. Düşünce süreçlerindeki bozulma, kişinin düşüncelerinde kaygıların, takıntıların, negatif yönlerin ve şüpheciliğin artması olarak kendini gösterebilir. Bunun yanında yoğun internet ve bilgisayar kullanımı sosyal kaygıyı, saldırganlığı ve özgüveni etkileyerek, çocukların sosyal gelişimini geriletebilir. Bu alanda yapılan araştırmalar internette fazla zaman geçiren çocukların ve gençlerin iletişim kurmakta zorlandıklarını ve giderek yalnızlaştıklarını ortaya çıkarmıştır.

Teknoloji bağımlılığı ve diğer psikolojik rahatsızlıklar?

Araştırmalara göre teknoloji bağımlılığı çeşitli psikolojik ve/veya psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülebiliyor. Bu alanda elde edilen veriler teknoloji bağımlılarının neredeyse yarısının başka bir psikolojik rahatsızlığa da sahip olduğunu ortaya koyuyor. Elbette bu ilişki birinin diğerine sebep olduğu anlamına gelmiyor, bu tarz araştırmalar yalnızca teknoloji bağımlılığını daha iyi anlamamız ve risk altındaki kişileri fark edebilmemiz için bizlere fikir veriyor.

Teknoloji bağımlılığıyla birlikte görülebilen rahatsızlıkların başında madde bağımlılığı geliyor. Yani, teknolojik araçlara bağımlılık gösteren kişilerin %38’i aynı zamanda bir maddeye de bağımlı. Bunun sebebi bağımlılığa yatkınlığı olan insanların her ikisine de diğerlerine göre daha kolay bağlanabilmesi olabilir. İkinci sırada ise %25 oranla depresyon geliyor. Yani, teknoloji bağımlılarının dörtte biri aynı zamanda depresyonla mücadele eden kimselerden oluşuyor. Bu ilişki iki yönlü de insanları etkiliyor olabilir. Depresyon dönemindeki isteksizlik, uykusuzluk, negatif düşünceler kişileri çıkar yol olarak teknolojiyle normalden daha çok vakit geçirmeye yatkın hale getirebilir. Ya da uzun süre sosyallikten ve günlük hayattan teknoloji bağımlılığı nedeniyle uzak kalan kişiler depresif semptomlar gösterebilir. Teknoloji bağımlılarının %10’unda ise aynı zamanda anksiyete (kaygı) bozuklukları görülmektedir. Bu ilişki de depresyonla teknoloji bağımlılığı arasındaki ilişki gibi çift yönlü olarak rahatsızlıkların birbirini etkilemesinden kaynaklanıyor olabilir.

Psikotik bozukluklar (şizofreni vb.) da teknoloji bağımlılığıyla birlikte görülebilen rahatsızlıklardan biridir. Teknoloji bağımlılığı bazı durumlarda psikotik semptomlara yol açabilse de şizofreni gibi bozukluklara neden olamaz. Fakat bu tarz bozukluklarla mücadele eden insanlar sosyal çevrelerde zorlandıkları veya bu çevrelerden uzaklaştırıldıkları için teknolojiye bağımlı hale gelmeye daha yatkın olabilirler.

Kimler risk altında?

Bağımlılık için risk oluşturabilecek çeşitli faktörler bulunur. Bu faktörler kişilikten kaynaklanabileceği gibi aile ve sosyal çevrenin etkisiyle de oluşabilirler. Bu bölümde risk olabilecek faktörleri kısaca değerlendireceğiz. Kişisel tercihler veya kişilikten kaynaklanan faktörlere bakıldığında hareketsiz bir yaşamı tercih eden, spordan uzak duran kişiler teknolojiye bağımlı olmaya daha yatkındır ve risk altındadır. Ders başarısının sürekli düşük olması ve okul dışındaki etkinliklere isteksiz olmak da çocuklar için bir risk faktörüne dönüşebilir. Bunun yanında arkadaş edinme, kendini ifade etme becerileri ve iletişim kurma konularında güçlük yaşayanlar da teknolojik araçlara bağımlı hale gelmeye yatkın olabilirler.

Ailesel faktörler de bağımlılık için bir riske dönüşebilir. Örneğin ev içinde sürekli çatışma ve sağlıksız iletişimin bulunduğu ailelerde kişilerin teknoloji bağımlısı olma riski artmaktadır. Bunun dışında çocuklar için ailelerinin interneti ve diğer teknolojik araçları kullanım şekilleri örnek teşkil etmektedir. Bu durum olumsuz ve/veya bilinçsiz bir şekilde teknoloji kullanan ailelerin çocuklarını bağımlılık konusunda risk altında bırakabilir. Son olarak olumsuz alışkanlıkları ve bağımlılığa yatkın/bağımlı bir sosyal çevresi olan kişiler de risk altındadır.

Süreç nasıl işler?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi internet bağımlılığıyla ilgili yapılan araştırmalar bu durumun diğer psikolojik hastalıklarla birlikte görülebileceğini ortaya koymaktadır. Bu bölümde teknoloji bağımlılığına giden sürecin nasıl işlediğini ve bu süreçte etkili olan faktörleri sırayla inceleyeceğiz.

Bağımlılık süreci tolerans geliştirmeyle başlar. Teknolojiye bağımlı olmaya başlayan bir kişi uyku, yemek, tuvalet gibi zaruri gündelik ihtiyaçları dışındaki bütün vaktini teknolojik aletlerle etkileşerek geçirmeye başlar. Süreç içinde bağımlılık, kişileri temel ihtiyaçlarını ihmal etmeye kadar götürebilir. Bu durum yoksunluk semptomlarını beraberinde getirir ve psikolojik güçsüzlük hisleri görülmeye başlar. Kişi bağımlı olduğu teknolojik aletten uzak kaldığında kendini çaresiz, stresli, kaygılı ve depresif hissetmeye başlar. Psikolojik belirtilerin dışında fiziksel olarak da yoksunluk belirtileri görülebilir, örneğin kişi teknolojiden uzak kaldığında baş ağrısı, uykusuzluk, terleme gibi fiziksel belirtiler hissedebilir.

Kişinin kendini kontrol edememesi sürecin bir parçası olarak kendini gösterir. Teknolojiden uzak kalma çabaları ve atılan adımlar başarısızlıkla sonuçlanır. Bu durum teknolojik aletlerin başında geçirilen sürenin artmasına sebep olur ve kişi bütün hayatını teknolojik araçlarla daha fazla zaman harcamaya yönelik düzenlemeye ve teknolojiden uzak kaldığı her türlü aktiviteden uzak durmaya çalışmaya başlar. Böylelikle hayat kalitesinde düşüş ortaya çıkar. Kişi önceden keyif aldığı etkinliklerden keyif almamaya başlar, isteksizleşir. Kontrolünü kaybeden kişi, sosyal ortamlardan ve fiziksel aktivitelerden uzaklaşarak teknolojiye istediğinden veya planladığından daha çok vakit harcamaya başlar. Bu kişilerin ilişkilerinde ve iş hayatında bu nedenlerle sorunlar ortaya çıkmaya başlayabilir. İş ve sosyal hayatın dışında bedensel zararlar da etki olarak kendini gösterir. Ekran başında uzun süre hareketsiz kalmak bedeni birçok açıdan kötü etkileyebilir; kaslar zarar görebilir, iskelet sisteminde ve görmede bozukluklar ortaya çıkabilir. Çocuklarda zihinsel gelişim, yaratıcı düşünme ve dilsel beceriler zarar görebilir.

Bunların yanında internet ve benzeri ortamlarda fazla vakit geçirmek uygunsuz içeriklerle karşılaşma riskini artırır. Uygunsuz içeriklerle karşı karşıya kalmak, insan psikolojisini etkilemeye başlar. Psikolojik gelişimin yaralanması ise beraberinde birçok problemi getirebilir. Örneğin kişi empati kurmakta güçlükler yaşamaya, kötülüğü sıradan görmeye, problemleri çözmek için şiddete başvurmaya eğilimli hale gelebilir. Dikkat eksiklikleri ortaya çıkabilir, sabır ve tahammülde azalmalar başlayabilir.

Halihazırda kişiyi birçok açıdan zorlayan bu süreç sosyal çevreyle çatışmaların başlamasına da neden olabilir. Çevresinden gelen yardım çabalarını kabul etmeyen bağımlı kişi, sürecin sonunda kendini bu durum için yakınlarıyla kavga ederken bulabilir. Bütün bunlar kişiyi işlevsiz bir hale doğru sürükler. Sorumluluklarından bağımlılığı sebebiyle kaçan kişi akademik veya ekonomik anlamda işlevselliğini yavaş yavaş kaybetmeye başlar.

Bağımlılık süreç içeresinde kişiyi bağımlı olduğu şeyden uzak kaldığı zamanlarda da etkilemeye başlar. Zihin teknolojik aletlerden uzak kaldığında kitlenir ve bağımlı olduğu araçtan uzak kalan kişi ne yapacağını bilemez. Hayattan kopukluk hissetmeye başlayabilir. Bu durum kişiyi yalan söylemeye itebilir. Bağımlılığını çevresine göstermek istemeyen kişi, geçirdiği vakitler konusunda yalan söylemeye, yalan söyledikçe de kaygılı hissetmeye başlayabilir. Yalanların ortaya çıkması yine sosyal ilişkileri sıkıntıya düşürür ve bütün bunlar kişinin duygu durumunda bozulmalara sebep olabilir. Bu zararları fark edip, kendini bağımlılıktan alıkoyamayan kişi kendini kötü hisseder ve yoğun bir pişmanlık hissetmeye başlar.

Bağımlılığın ileri seviyelerinde kişinin beslenme ve uyku düzeni de etkilenmeye başlar. Teknolojik araç karşısında daha fazla vakit geçirebilme dürtüsüyle kişiler uykusundan feragat etmeye başlar ve gece-gündüz dengesi bozulur. Uykusuz kalan bedeni ayık tutabilmek için kafeinli ve şeker oranı yüksek gıdalara başvurulur. Bağımlılar, bağımlı oldukları araçtan uzaklaşmayacağı bir beslenme tazı edinmeye başlar. Daha çok hazır yiyecekler tüketmeye başlarlar. Bu da ölçüsüz beslenmeyi ve beslenmeyle ilgili diğer sağlık problemlerini ortaya çıkarır.

Sonuç

Bu yazıda teknoloji bağımlılığının zararlarını, bağımlılıkla birlikte görülebilecek diğer rahatsızlıkları ve sürecin nasıl ilerlediğini inceledik. Her bağımlı bu süreci aynı sıralamayla geçirmeyebilir veya her alanda aynı şekilde etkilenmeyebilir. Fakat genel olarak bakıldığında bağımlılığın kişiyi sürüklediği aşamalar bu şekilde ilerler. Zararlar sürecin içinde artarak kendini kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını etkilemek suretiyle gösterir. Bu süreç hakkında bilgi sahibi olmak kendimiz, çevremiz ve çocuklarımızın teknolojiyle olan bağını daha bilinçli şekilde gözlemleyebilmemiz adına önemlidir. Böylelikle bağımlılık ilerlemeden müdahale etme ve uzaklaşma çabaları daha etkili bir şekilde uygulanabilir.

Bu makale Yeşilay’ın “Teknoloji Bağımlılığı” araştırmalarından derlenerek hazırlanmıştır. Konu hakkındaki detaylı kaynaklara ulaşmak için aşağıdaki linklere uğrayabilirsiniz:
http://tbm.org.tr/media/1162/05_yetiskin_tekno.pdf
http://tbm.org.tr/media/1152/04_lise_tekno.pdf
https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/teknoloji-bagimliligi

Kaynakça

YORUM & DEĞERLENDİRME



EN SON YAYINLANAN YAZILAR

Çocuğumuzun Dijital Dünyası Ne Kadar Güvenli?
Medyada Gördüğü Zorlu Olayları Çocuğumuza Nasıl Anlatmalıyız?
Koronavirüs (Covid-19) Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
Koronavirüs’ün ülkemizde görünmeye başladığı bu günlerde çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Tatilde Artan Ekran Kullanımını Okulu Destekleyecek Bir Kullanıma Nasıl Dönüştürebiliriz?
Tatilde artan ekran kullanımını okulu destekleyecek planlı bir kullanıma nasıl dönüştürebiliriz?
TikTok Nedir? Çocuklar İçin Ne Kadar Güvenlidir?

İLGİLİ YAZILAR

YAZARLARIMIZ

X

Çocuğunuz için uygun olabilecek içerikleri bulun