ÖDÜL VE CEZA

Yazar:Rebi Bihar - Öğretmen

Erken çocukluk gelişiminde ödül ve ceza kavramları çok uzun süredir tartışılan, uzmanlar tarafından sertçe eleştirilen, farklı toplum ve kültürlere göre ciddi değişiklik gösteren uygulamalar barındırmaktadır. Burada belki günlük hayatımıza bakmak, yetişkinler olarak hayatımızda ne derece ödül ve cezanın yer aldığını fark etmek ve belki de bu tanımları etkin kullanabilmek adına biraz esnetmek gerekebilir.

 

Kırmızı ışık yandığında neden dururuz, neden patronumuzdan bir teşekkür duyamayınca üzülürüz, eşimiz yaptığımız bir yemeği beğendiğinde nasıl mutlu oluruz, annemiz giydiğimiz bir kıyafeti eleştirdiğinde neden sinirleniriz, işle ilgili bir konuda babamızdan onay aldığımızda niçin seviniriz?

Tüm bu örnekler en derine indiğimizde ödül ve ceza kırıntıları içerir. Ödül dediğimiz şey aslında motivasyonu getiren tatlı pekiştireçler, ceza ise yanlış olduğumuz durumlarda karşılaştığımız eleştiriler olarak görülebilir. Tanımları esnettiğimiz zaman bakış açımız değişir ve gün içinde yüzlerce karar vermesi gereken bir ebeveyne çocuk yetiştirme konusunda yardımcı olabilir.

Her çocuğun bambaşka kişisel özellikleri, genetik yapıları ve yetiştirilme biçimleri olduğunu da hesaba katarak kitaplarda yazan bütün yöntemlerin, her ekolün bütün çocuklarda işe yaramayacağını hatırlayalım. Bu çok bilinmezli denkleme bir de çocukları en iyi tanıyan kişilerin anne-babalar olduğunu eklersek sonuçta ödül ve ceza kavramlarını ne ölçüde ve ne sıklıkta kullanacağına, nelerin o çocukta işe yarayacağına yine ebeveynler karar vermelidir.

Ödülle Rüşvet Arasındaki İnce Çizgiye Dikkat

Yapılması beklenen bir davranışı yerleştirme ya da istenmeyen bir davranışı söndürmeye çalışma sürecinde kısa süreli olarak çocuklara motivasyon sağlayacak ödüller verilmesi yaygındır. Örneğin tuvalet alışkanlığı kazandırma sırasında tuvalete bir tablo asmak ve bir hafta boyunca çişini her tuvalete yaptığında tabloya bir gülen surat koymak çocuğu motive eden bir yöntem olabilecekken tabağındakileri bitirmesi için her yemekten sonra bir gofret sunmak hiçbir zaman sağlıklı bir yemek alışkanlığına dönüşmeyecektir. Ödül ve ceza yaklaşımının faydalı olması ya da ters tepmesi arasındaki ince çizgi, davranışın içselleştirilebileceği kadar pekiştireç kullanmak ve otokontrolün sağlandığı ya da farkındalık yaratıldığı noktada bunu bırakmaktır. Eğer “Polis yokken kırmızı ışıkta geçilebilir.” bakış açısı yerleşirse uygulamada biraz ileri gittiğinizi anlayabilirsiniz. Çünkü burada (ve hayatta) amaç yanımızda bir otorite figürü olmadan da doğru davranışı gösterebilmektir.

Ceza ve Sonuçlarına Katlanma Arasındaki Büyük Fark

Çocuklar, kendilerine anlamsız gelen veya ikna olmadıkları şeyleri uygulamada çok zorlanırlar. Bir kural saçma geliyorsa, neden öyle davranması gerektiğini bilmiyorsa, o davranışı hayata geçirmek neredeyse imkânsız olacaktır. Bu pencereden bakarak; bir çocuğa “Yemeğini yemediğin için seni parka götürmeyeceğim!” dediğinizde, iki durum arasında hiçbir mantıklı bağlantı olmadığından bunu anlayamayacak ve davranışı açısından bir katkı sağlanmayacağı için bunun adı ceza olacaktır. Bunun yerine “15 dakika sonra park saatimiz geliyor. Yemeğini zamanında bitiremezsen parka az zamanın kalabilir.” gibi bir cümle kurduğunuzda, kendi davranışının bağlantılı bir sonucunu yaşayacağı için yani annesinin bir yaptırımı sebebiyle değil de kendi geç kaldığı için parka gidemediğini fark ettiğinde sofra alışkanlıklarının düzelmesi daha muhtemeldir.

İleriki Yaşlarda Ödül ve Ceza

Sadece yaşları küçük olduğu için ve beyinleri henüz gelişmekte olduğu için çocukları başka varlıklar olarak görme hatasına sıkça düşeriz. Aslında onlar da hisseden, düşünebilen ve yorumlayabilen bireyler. Çocukken ebeveynler olarak ne kadar bu bilinçle hareket eder, onları da sürecin parçası haline getirirsek ilerleyen yaşlarda onlardan beklentilerimiz de daha anlamlı hale gelir. 8-9 yaşlarında bir çocuk, çok fazla televizyon seyrettiği için sınavlarından düşük not alıyorsa ona bu şekilde açıklayıp “Derslerini bitirmediğin ve sınava çalışmak için yeterince vakit ayırmadığın için televizyon izleme saatini kısaltmamız gerekiyor” demek ceza değil davranışının sonucuna katlandırmak olacaktır. Aynı şekilde işten eve döndüğünüzde odasını toplu bulduğunuz çocuğunuza sarılıp “Bugün işte gerçekten çok yorulmuştum. Odanı toplu görmek beni çok mutlu etti” demek, bundan sonra odasını toplaması için çok güzel bir motivasyon kaynağı olacaktır. Çocuklar bu davranışlara ne kadar küçük yaşta alışırlarsa ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde sorumluluk almak ve otokontrol gerektiren durumlarla baş etmek onlar için aynı oranda kolay olacaktır.

 

YAZARIMIZ HAKKINDA

Rebi Bihar
Rebi Bihar
Öğretmen
Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği mezunu olup öğretmenlik ve okul yöneticiliği kariyerinin dışında öğretmenler, veliler ve psikologlarla çocuk gelişimi alanında çalışmaktadır.

Yazarın Makaleleri

YORUM & DEĞERLENDİRME



EN SON YAYINLANAN YAZILAR

Çocuğumuzun Dijital Dünyası Ne Kadar Güvenli?
Medyada Gördüğü Zorlu Olayları Çocuğumuza Nasıl Anlatmalıyız?
Koronavirüs (Covid-19) Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
Koronavirüs’ün ülkemizde görünmeye başladığı bu günlerde çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Tatilde Artan Ekran Kullanımını Okulu Destekleyecek Bir Kullanıma Nasıl Dönüştürebiliriz?
Tatilde artan ekran kullanımını okulu destekleyecek planlı bir kullanıma nasıl dönüştürebiliriz?
TikTok Nedir? Çocuklar İçin Ne Kadar Güvenlidir?

İLGİLİ YAZILAR

YAZARLARIMIZ

X

Çocuğunuz için uygun olabilecek içerikleri bulun