EBEVEYNLER İÇİN ZAMAN YÖNETİMİ ÖNEMLİDİR

Yazar:Rebi Bihar - Öğretmen

Hepimizin olduğu gibi çocukların da yaşlarına göre değişim gösteren biyolojik saatleri vardır. Gelişim süreçlerinde çocukların biyolojik saatleri doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılamak ebeveynlerin görevidir. İnsan yavrusunun yeryüzündeki bakıma en uzun süre muhtaç olan canlı olduğunu göz önünde bulundurursak bu bakımı istikrarlı şekilde sağlamak kolay değildir.

 

İnsan bedeni, birçok farklı mekanizmanın uyum içinde çalıştığı karmaşık bir makinedir. Bu makinenin çalışabilmesi için doğru kaynaklarla beslenip ihtiyaçlarını gidermesi ve birbirine bağlı çarkların çalışmasını sürdürebilmesi gerekir. Ne zaman ve ne kadar uyuyacağımızı, ne sıklıkla yiyeceğimizi, büyüme hormonunun ne zaman salgılandığını, enerjimizin hangi saatte en yüksek olduğunu belirleyen doğal bir zamanlayıcı olarak işlevimizi sürdürmemizi sağlar biyolojik saatimiz.

Hepimizin olduğu gibi çocukların da yaşlarına göre değişim gösteren biyolojik saatleri vardır. Gelişim süreçlerinde çocukların biyolojik saatleri doğrultusunda ihtiyaçlarını karşılamak ebeveynlerin görevidir. İnsan yavrusunun yeryüzündeki bakıma en uzun süre muhtaç olan canlı olduğunu göz önünde bulundurursak bu bakımı istikrarlı şekilde sağlamak kolay değildir. Yüz yıl önce biyolojik saatimiz tamamen doğayla uyum içinde çalışırken, elektriğin icadı ve yaygınlaşmasıyla günbatımından sonra da hayatın devam edebilmesiyle birlikte günümüzü 24 saat olarak yaşamaya başladık. Yetişkinlerin günü yaşama biçimi olarak alıştıkları bir düzen varken hayatlarına çocuğun girmesiyle birçok konuda yeni düzenlemeler yapmak zorunda kalmalarının nedeni budur.

Örneğin işten eve geç gelen bir babanın çocuklarıyla birlikte yeme ve onlarla vakit geçirme ihtiyacı nedeniyle ya da çocuğun beslenme saatlerinde evin dışında programı olan bir annenin çocuğun biyolojik saatine göre hareket etmeleri zorlaşır. Her ailenin ihtiyaçları doğrultusunda planlamaları farklılık gösterse de çocukların ihtiyaçları aslında çok nettir.

UYKU DÜZENİ: 

Yaşlara göre değişim göstermek kaydıyla çocuğun en büyük ihtiyaçlarından biri uykudur. Melatonin hormonu gece saatlerinde salgılanır ve karanlığı sever. Beden ritmini korur, depresyonu ve obeziteyi önler, öğrenmeyi kolaylaştırır. Çocuğun çok küçük yaştan itibaren geceleri karanlıkta uyuması ve ilerleyen zamanlarda da yaşının gerektirdiği saatte uykuya geçmesinin sağlanması gerekir. Uykuya geçiş öncesi hareketli etkinliklerden uzak durmak, banyo yapmak, ortamın sessizleştirilmesi, özel korkuları olan çocuklar dışında yatak odasında ışığın tamamen kapalı olması uyuma sürecini kolaylaştıracaktır. Evdeki tüm bireyler için günün bittiği hissinin yaratılması çocuğun uyuyarak sanki bir şey kaçıracağı duygusunu azaltır.

YEME DÜZENİ: 

Yeme saatleri ve öğün düzenlemeleri de en az uyku kadar çocuğun gelişimini etkileyen bir sistemdir. Ağlayan bir bebeğin aç olduğunu tahmin etmek kolaydır ancak daha büyük çocuklarda bu ihtiyacı belli bir sinyal olmaksızın ebeveynlerin karşılaması gerekmektedir. Düzenli bir beslenme sistemi için günde 2-3 bardak süt ve süt ürünleri, ortalama 100 gr kadar dönüşümlü olarak kırmızı, beyaz et ve balık, mevsimine uygun sebze ve meyve ile haftada 2-3 kere kuru baklagiller menünüzü oluşturabilirsiniz. Çocuğun ne sıklıkla acıktığını en iyi ebeveynleri bilecektir ama 4 saatlik zaman dilimleri şeklinde öğünleri düzenleyebilir, öğle yemeği ile akşam yemeği arasına çiğ sebze-meyveden oluşan bir öğün ekleyebilirsiniz. Dışarıda, misafirlikte, tatilde olduğunuz zamanlarda yanınızda sağlıklı atıştırmalıklar bulundurarak biyolojik saate mümkün olduğunca uygun şekilde çocukların beslenmeleri devam etmeli, saatler biraz kaysa da bisküvi gibi paket gıdalarla atıştırmaları engellenmelidir.

SEVİLME – SAYGI DUYULMA İHTİYACI: 

Somut olarak göremediğimiz için bu ihtiyacın fark edilmesi de giderilmesi de bir o kadar zordur. Günlük rutin içinde değil de genel bir ihtiyaç olması nedeniyle belki de bu madde en çok zaman ayrılması ama yine en çok gözden kaçabilen maddedir. Yeterince ilgi ve sevgi alamayan çocuklar sosyal duygusal gelişim basamaklarını yanlış şekilde tırmanabilirler. Sarılmak, öpmek gibi fiziksel davranışların dışında yaptığı şeylerle ilgilenmek, oyunlarına katılmak, onu dinlemek, günde en az yarım saati hiç bölmeden onunla geçirmek çok değerlidir. Tabi kriz anları da olacaktır. İstediği olmadığında ağlamalar, odanın toplanmaması, toplum içinde uygun davranışları göstermemesi gibi durumlarda olayı yaramazlık, haylazlık, tembellik gibi şahsa yönelik sıfatlarla özetlemek yerine bu davranışın neden yanlış olduğunu anlatabilirsiniz. Ondan tam olarak ne beklediğinizi söyleyebilir ve yaptığı şeyden hoşlanmadığınızı, bunun ona olan sevginizle bağlantılı olmadığını açıklayabilirsiniz.

Peki her şeyi bir güne nasıl sığdıracağız? İşte zaman yönetimi burada devreye girer.

  • 1. Günlük işleriniz için zaman planlaması yapın. Önemli ve acil olanlarla rutin olanları ayırın. Hangisine ne kadar zaman ayırmanız gerektiğini hesaplayın. 24 saat içinde programsız kaybolmak yerine 1 saat alışveriş, 2 saat yemek pişirme, 1 saat ütü gibi saat bölümü yaparak belki kendinize vakit bile ayırabilirsiniz. Çocuğunuz okuldan geldikten sonra hangi zaman diliminde ödev yapacağınıza birlikte karar verebilir, yemek saatini değiştirmeden oyun oynamaya ya da kitap okumaya da fırsat bırakabilirsiniz. Hele ki işten yorgun dönen bir annenin elinde çocuğuyla birlikte geçireceği kısacık zamanı kendine göre planlamadan geçirmesi hem kendi ihtiyaçlarını hem çocuğun ihtiyaçlarını gözden kaçırmasına neden olabilir.
  • 2. Günlük planlamanın dışında gün içinde sorun oluşturabilecek ‘Sizinle uyumak istiyorum,’ ‘Dondurma alalım,’ ‘Tableti verir misin?’ gibi olası krizlerin önüne geçmek için haftalık planlamalar da yapabilirsiniz. Hafta sonu bir gece birlikte uyuma ya da sabah yatağınıza gelme günü yapabilir, film izlemek için bir günü önceden belirleyebilir, onun arkadaşlarıyla geçireceği bir program yaparken bir günü de anne baba baş başa geçireceğiniz şekilde planlayabilirsiniz. Bunları haftalık bir rutine oturttuğunuzda ‘Ama ben bu gece seninle uyumak istiyorum,’ dediğinde, Pazar gününe üç gün kaldığını birlikte sayarak hatırlattığınızda daha kolay ikna olacaktır.
  • 3. Rutin, ne zaman ne yapacağını bilmek çocukta güven hissi uyandırır. İstisnalar her zaman olacaktır. Program değişikliklerini önceden haber verirseniz bu bilgiye uyum sağlamak için zamanları olacaktır. Örneğin 3 gündür bildiğiniz bir arkadaş buluşması için çocuğu son anda giydirip dışarı çıkarmaya çalışmak yerine ona sabahtan haber verip giyebileceği kıyafetler için seçenek sunarak ve hazırlanmasına zaman tanıyarak evden çıkışını daha kolay hale getirebilirsiniz. Zaman yönetimi bazen bu küçük ayrıntılarda gizlidir.
  • 4. Çocuğun biyolojik saatine göre hareket ettiğinizde doğal olarak ihtiyaçları giderilmiş olacak, daha az yorulacak ve daha işlevsel olurken daha az aksilik gösterecektir. Yine altını çizelim; istisnalar mutlaka olacaktır. Haftada bir gün evde misafir olduğu için biraz geç uyudu diye ya da dışarıda olduğunuz ve oyunu bırakamıyor diye bir öğünü atladığında çocuğunuzda kalıcı hasarlar meydana gelmeyecek. Hayat tabi ki planlardan ibaret değildir, tamamen serbest geçireceğiniz doğal gelişen zamanlar da hayatın güzel ve gerekli bir parçasıdır. Ancak çocuğun fark etmeden “evin patronu” olabildiği çağımızda genel olarak sizin yarattığınız rutine sadık kalmak hem onun gelişimi olumlu destekleyecek hem de sizin hayatınızı kolaylaştıracaktır.
  • 5. Uçaklardaki acil durumda oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuğa takmadaki mantık unutulmamalıdır. Önce çocuğun işlerini bitirip sonra kendinize zaman ayırma fikri çok gerçekçi olmayabilir. Ebeveynler kendi ihtiyaçlarını karşılamadan, kendileri tatmin olmadan uzun vadede başkasına yardım edemezler. Sevdiğiniz ve sizi mutlu eden şeyleri sıklığını azaltarak da olsa mutlaka yapmaya devam edin. Karı-koca ilişkisini ikinci plana atmayın. Kendi sağlığınıza dikkat edin. Ancak siz sağlıklı olduğunuz sürece çocuğunuza sağlıklı bir destek verebilirsiniz.

Bilmeden de olsa çocuğun sağlığını, fiziksel, sosyal, ruhsal olarak gelişimini engelleyecek davranışlarda bulunmak çocuk istismarı tanımının içindedir. Burada ebeveynlerin niyeti maalesef çok da önemli değildir. Önemli olan çocuğun sağlıklı büyümesi ve gelişimidir. Bunu doğal bir süreç olarak kabul edip kendinizle ya da çocuğunuzla ilgili gerçekçi olmayan beklentilere girmemenin yolu planlamadan geçer. Sahip olduğunuz zamanı önem derecesiyle orantılı olarak güne yaymak sizin elinizde. Siz gerekli önlemleri alın ve düzenlemeleri yapın, bırakın gerisini biyolojik saat halletsin.

 

YAZARIMIZ HAKKINDA

Rebi Bihar
Rebi Bihar
Öğretmen
Marmara Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği mezunu olup öğretmenlik ve okul yöneticiliği kariyerinin dışında öğretmenler, veliler ve psikologlarla çocuk gelişimi alanında çalışmaktadır.

Yazarın Makaleleri

YORUM & DEĞERLENDİRME



EN SON YAYINLANAN YAZILAR

Çocuğumuzun Dijital Dünyası Ne Kadar Güvenli?
Medyada Gördüğü Zorlu Olayları Çocuğumuza Nasıl Anlatmalıyız?
Koronavirüs (Covid-19) Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
Koronavirüs’ün ülkemizde görünmeye başladığı bu günlerde çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Tatilde Artan Ekran Kullanımını Okulu Destekleyecek Bir Kullanıma Nasıl Dönüştürebiliriz?
Tatilde artan ekran kullanımını okulu destekleyecek planlı bir kullanıma nasıl dönüştürebiliriz?
TikTok Nedir? Çocuklar İçin Ne Kadar Güvenlidir?

İLGİLİ YAZILAR

YAZARLARIMIZ

X

Çocuğunuz için uygun olabilecek içerikleri bulun