Gelişimsel olarak bakıldığında iki yaş dönemi artık bebekliğin bittiğini ve çocukluk döneminin başladığını gösteren bir yaş aralığıdır.
Gelişimsel olarak bakıldığında iki yaş dönemi artık bebekliğin bittiğini ve çocukluk döneminin başladığını gösteren bir yaş aralığıdır. Bu yaş aralığında (18-36 ay) çocuklar fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal olarak önceki döneme göre çok daha yetkin olurlar. Hareket kabiliyetleri hızlanır ve çeşitlenir. Kendi fikirlerini ifade etmek için sahip oldukları kelime kapasiteleri genişler. Farklı duyguları hissetmeye ve tanımlamaya başlarlar. Tüm bu yetkinlikler onları diğer kişilerle sosyalleşmeye ve eskisinden çok daha fazla kişi ile ilişki kuramaya hazırlar. Sahip oldukları yeni beceriler ve yetkinlikler çocukların bu dönemde daha özerk olmalarına ve bağımsız keşiflerin peşinden daha çok koşmalarına sebep olur.
Ebeveynler açısından zorlayıcı olan kısım tam bu noktada başlar. Pek çok gelişim basamağında hızla ilerleyen iki yaş dönemi çocukları isteklerinde de çok daha net ve ısrarcıdırlar. Ebeveynler için önceleri kendileri ile uyumlu olan bebeklerinin şimdi kendi isteklerine karşı aykırı tutumlar sergileyen ve bu konuda ısrarcı olan bir çocuğa doğru değiştiğini kabul edebilmek zorlayıcıdır. Aslında gelişimin güzel yanlarından biri de ebeveynin de bu dönemde değişmeye zorlanması ve artık bir bebeğin değil bir çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya doğru yönlendirilmesidir.
İki yaş dönemi çocuğu artık kendi becerilerini sınamak, dünyayı keşfetmek, kendi bireyselliğini oluşturmak konusunda isteklidir. Bir birey olduğunun anlaşılmasını ve anne babası başta olmak üzere çevresi tarafından dikkate alındığını hissetmek ister. Gelişiminin bu döneminde bebekliğindeki gibi bakım veren bir destekleme yerine bireyselliğinin tanındığı, isteklerinin görüldüğü bir desteklenme modeline ihtiyaç duyar. Ebeveynlerin çocuğa doğru bir şekilde yaklaşmak, onun istek ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak ve destekleyici bir tutum sergilemek için dikkat edebilecekleri bazı noktalar vardır.
Öncelikle bu dönemi büyümenin bir parçası kabul etmek ve bu dönemin bir geçiş süreci olduğunu bilmek önemlidir. Ergenlikten önceki ilk bireyselleşme adımlarını çocuklar bu dönemde atarlar. Bağımsızlıklarını kazanmak için verdikleri mücadeleyi tüm dünyaya kanıtlamak isterler. Bu sebeple bu dönemde çocukları dikkatlice dinlemek, fikirlerini ifade etmeleri için cesaretlendirmek kişilik gelişimlerine olumlu katkı sağlar.
Bu dönemde ebeveynlerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi ve onunla çok daha fazla oyun oynaması önemlidir. Çünkü iki yaş aralığı çocuğa sembolik oyun oynayabilme becerisi kazandırır. Bu sayede çocuklar yaratıclıklarını geliştirebilirler. Öte yandan ebeveynler oyun sayesinde çocuğun becerileri konusunda daha fazla bilgi edinmiş ve onu yakından tanımış olur.
Çocuğunuzun yeni kazandığı becerileri fark etmeye çalışmak, onun neleri yapabileceği ve neler yapamayacağını belirlemek önemlidir. Çocuğunuzun gelişimini desteklemek için becerileri doğrultusunda ona kendi başına yapmak istediği davranışlar konusunda alan açmak geliştirici olacaktır. Örneğin ayakkabılarını çıkarmayı, çoraplarını giymeyi başarabiliyorsa bu konuda onu desteklemek, yapamadığı yerlerde yardımcı olmak gelişimine katkı sağlar.
Dikkat edilmesi gereken başka bir önemli nokta da özerkleşmeyi desteklerken aşırı korumacı ve baskıcı olmaktan kaçınmaktır. Çünkü çocuğun becerilerinin önüne geçen bir destekleyici tutum onun keşfetmeye ve bağımsızlaşmaya olan merakını azaltabilir. Kendi kapasitesi arttıkça yapabileceği şeyleri ona bırakmak, bu tür şeyleri onun yerine yapmaktan vazgeçebilmek önemlidir.
Kendini kanıtlama konusunda ısrarcı olan iki yaş dönemi çocuğu istekleri konusunda ısrarcı olabilir. Ebeveynler bu istekleri dengelemek konusunda dikkatli olmalı ve çocukla inatlaşmamaya özen göstermelidirler. Çocuğun “hayır” ile başlayan cümlelerine karşı daha toleranslı olmalı ve sabırla yaklaşmalıdırlar.
Son olarak, dünyaya açılan kapının eşiğinde olan 2 yaş dönemi çocukları belirli kurallara ve bu kuralların net bir şekilde açıklanmasına ihtiyaç duyarlar. Çünkü sınırsız ve kuralsız bir ortamda kendi becerilerini ve sınırlarını fark edebilmeleri zordur. Kurallar ile karşılaştıklarında hangi becerilerin yeterli, hangilerinin geliştirilmesi gerektiğini daha iyi anlarlar. Böylece sınırsız bir dünyada kaybolmadan ebeveynlerinin desteği ile bireyselliklerini kazanabilirler.
Kaynakça