Son haftalarda birçok ülkede haber kanallarını dahi meşgul eden, Whatsapp ve Youtube mecralarında çocuklara kendilerini zarar vermeleriyle ilgili yönergeler veren, hatta farklı ülkelerdeki çocukların ölümleriyle de ilişkilendirilen ve ülkemizde de büyük yankı uyandıran “Momo Oyunu” ile ilgili kafa karışıklıkları devam ediyor.
Bir yanda içinde korkutucu bir heykelin olduğu videoyu gördüğünü iddia edenler, diğer yanda da aslında öyle bir videonun sosyal medya mecralarında (bahsettiğimiz haberler hariç) hiç kimsenin karşısına çıkmadığını söyleyenler varken herkesin buluştuğu ortak bir nokta var: Momo gerçek olsun veya olmasın, internette başka birçok kötü niyetli insan var. Peki çocuklarımızı bu insanlardan ve yarattıkları tehlikelerden nasıl koruyabiliriz?
“Momo” krizi dolaylı olarak internet hayatımıza girdiğinden beri farkında olmamız ve önlem almamız gereken tehlikelere karşı herkesin gözünü açtı. Yakın zamana kadar klasik televizyon kanallarındaki uygunsuz içeriklerden çocukları korumaya dair bilinçsizlik söz konusuyken şimdi daha derin bir sorunumuz var: Aileler sınırsız içerik ve çevrimiçi iletişim imkanı sunan internetteki tehlikelerden çocuklarını koruma konusunda aileler ne yapacağını daha da bilemez haldeler. İnternetsiz bir zamanda çocukluk geçirmiş olan ebeveynler çocuklarının eline telefon veya tablet tutuşturduklarında doğal olarak çocuklarını dipsiz bir kuyunun kenarında bıraktıklarının farkında değiller.
Tehlike sadece ev içindeki tablet ve bilgisayarlarda değil. Siz korusanız bile çocuklar okullarında, servislerde, internet kafelerde veya arkadaşlarının evinde de tehlikeli ve zararlı içeriklere maruz kalabiliyorlar.
İnternetteki erişim imkanlarından alakasız bir sitede çıkan reklamlara tıklayıp uygunsuz sitelere kontrolsüz geçişin ne kadar mümkün olduğundan, güvendikleri sitelerin dahi içerik kontrol denetiminin kısıtlı olduğundan bihaber olan ebeveyn ve eğitimcilerin de bu konuda eğitilmesi gerekiyor.
İnternette Çocukları Bekleyen Tehlikeler
İnternetin duygusal ve cinsel istismara açık bir mecra olduğunun farkında olunmalı. Çocuklar internette kişisel bilgilerini paylaşabilir, uygunsuz içeriklere ve siber zorbalığa maruz kalabilir, pedofili eğilimi olan kişilerle farkında olmadan iletişime girebilir ve reklamlar yoluyla ticari çıkarlara alet olabilir.
Yapılan bir çalışmada ise çocukların bu tehlikelerin birçoğundan bihaber oldukları görülmüştür (Ey ve Glenn Cupit, 2011). Çocukların önemli bir kısmının internetten tanışılan birinin güvenilir olabileceğini düşündüğü bunun da sebebinin iletişime geçtikleri kişinin kendi yaşıtları olduğunu zannetmeleri veya söylediklerine güvenmeleri olduğu anlaşılmıştır. Çocukların birçoğu ise internette uygunsuz içeriklerin olduğunu kabul ederken kişisel bilgi paylaşımı, reklamlar, ilgisiz içerik ve iletişimin sakıncalı olabileceğinin farkında değildir.
Kısıtlanmayan bir internet erişiminde çocukların pornografik bir içerikle karşılaşma olasılıkları çok yüksektir (Yunos ve Mohammad, 2005). Avustralya’da yapılmış bir çalışmada her 6 çocuktan birinin 8 yaş kadar erken bir yaşta çevrimiçi pornografiyle karşılaştıkları bulunmuştur (Hodge, 2005). Bu karşılaşmanın kaynağı ise genellikle ekranda beliren reklamlar yoluyla olmaktadır.
Çocuklarımızı Nasıl Koruyabiliriz?
Öncellikle internetin dinamiklerini anlamak, ne kadar sınırsız ve kontrolsüz erişimin olabileceğini fark etmek, sadece aradığımız şeyin değil kötü niyetli olabilen başka kullanıcıların görmek istemediğimiz içerikleri ekranda çıkan reklamlarla, aniden yönlendirildiğimiz siteler aracılığıyla karşımıza çıkarabileceklerinin bilincinde olmak ilk adım olarak sayılabilir.
Hem kendimizi hem de çocuklarımızı koruma amacıyla yapılabilecekleri sıralamadan önce bunun toplumsal bir sorun olduğunu ve sorumluluğu paylaştığımızı hatırlamak gerekir. Sadece ebeveynlerin tek başına kontrol edebilecekleri bir güvenli internet kullanımından söz edemeyiz. Okullar, yönetimler, eğitimciler, ebeveynler ve genel olarak toplum, hep birlikte kendi payına düşen kısmı yerine getirdiğinde daha güvenli bir gelecekten söz edebiliriz. Bunun için de sorumluluğu paylaşan kişiler olarak daha önce de belirtildiği gibi bilinçlenmek ve farkındalık kazanmak önemli bir başlangıçtır.
Bu farkındalıkla birlikte ebeveynler çocuklarının internetteki aktivitelerini aktif olarak takip etmelidir. Ancak bu şekilde internette sakıncalı bir içerikle karşılaşmamaları sağlanabilir. Bilgisayarın evde herkesin görebileceği açık bir alanda konumlandırılması bu takibi kolaylaştıracaktır (Yunos ve Mohammad, 2005). İnternet geçmişini kontrol etmek de her an bilgisayar başında olamayacak ebeveynler için uygun olacaktır. Çocukların elektronik posta adresleri bilinmeli ve düzenli olarak gelen, gönderilmiş ve silinmiş mesajlar kontrol edilmelidir (Smith, 2007).
İnternet kullanımı, süresi ve zamanı ile ilgili kurallar koymak da faydalı olacaktır. İnternet bağımlılığının özellikle de gençliği bekleyen en önemli ve yaygın tehlikelerden biri olması da kural koymanın önemini artırmaktadır.
Son zamanlarda ortaya çıkan ve çocuklara büyük zararlar veren önce “Mavi Balina” oyunu, şimdi de “Momo” bunlara maruz kalan çocuklarda davranış değişikliklerinin olduğunu göstermiştir. Bu yüzden diğer olası tehditlere karşı çocukların davranış ve duygu durumlarındaki değişikliklere uyanık olmak gerekir. Böyle bir durum olduğunda sorun internetten dolayı olsun veya olmasın her koşulda herhangi bir değişikliği fark etmek ve ilgilenmek aile içi iletişim ve ilişki için çok önemlidir.
İnternet sitelerinde ekranda çıkan alakasız reklamları göstermeyen uygulamalar bilgisayar ve tabletlere indirilmelidir. Çocukların girebilecekleri siteleri kısıtlayan ve uygunsuz içerikteki sitelere erişimi engelleyen uygulama ve programlar da kullanılmalıdır.
Ebeveynler dışında toplumun diğer birimlerine düşen görevler de vardır. Okullarda çocuklara medya okuryazarlığı eğitimi verilmelidir. Karşılaşabilecekleri tehlikelere karşı kendilerini nasıl koruyabilecekleri, nelerin tehlikeli ve sakıncalı içerik ve iletişim şekli olduğu çocuklara öğretilmelidir.
Yönetimlerin ise internet kafe gibi ortamların denetimiyle ilgili önlemler alması ve okullarda da hem çocuklara hem de ebeveyn ve eğitimcilere internet kullanımı ve güvenliği ile ilgili eğitim programları düzenlemelidir.
Tüm önlemlerin de üstünde olan tavır ise çocuklarla sağlıklı iletişim kurmak, alınan önlemlerin mantığını açıklamak ve bir sorunla karşılaştıkları zaman çekinmeden ebeveynleri ve öğretmenleri ile konuşabilecekleri ve onlardan destek alabilecekleri bir ortam sağlamaktır. Çocukları güvenli internet kullanımı ile bilgilendirirken ve sakıncalı içeriklere dair bilinçlendirirken olası tehlikelere karşı uyarmakla birlikte korkutmamak önemlidir. İnternetteki tehlikelerden bahsederken sağlıklı iletişim ve kişilerarası güvenin korunmasının göz ardı edilmemesi gerekir.
ÇOCUĞUNUZU MOMO CHALLENGE’DAN NASIL KORUNURSUNUZ?
Momo videosundan çocuğunuzu korumak için şu basit adımları uygulayabilirsiniz:
Youtube’u PC’den izliyorsa:
– Kullandığınız internet browser programına bir Adblock programı kurmanız Youtube reklamlarının görüntülenmesini engelleyecektir
Youtube’u tablet veya telefondan izliyorsa:
– Youtube uygulamasının reklam göstermesini engelleyemezsiniz. Bu yüzden Youtube uygulamasını kaldırın.
– Youtube’u telefonunuzun internet browserından açabilirsiniz. Burada reklam gösterimini engellemek için yine bir Adblock programı kurmanız gerekecektir.
Kaynakça