Küçük bir köyün ulaşımını kolaylaştırmak için asfalt bir yolun yapılmasının üç farklı karakterin hayatında neleri değiştirdiğini anlatarak doğal çevrenin korunmasının önemine dikkat çeken, içten ve etkileyici bir hikâye.
Künye
On yedi haneli küçük bir köyde yaşayan yedi yaşındaki İz, köyde fazla çocuk olmadığı için her fırsatta şehir merkezinde oturan kuzenini ziyaret etmek ister. Ancak şehre giden dolambaçlı dağ yolu çok bozuk olduğu için üç saati bulan bu yolculukta çok yorulur. O da bu zamanı arabanın penceresinden çiçekleri, ağaçları ve yabani hayvanları izleyerek daha keyifli geçirmeye çalışır.
Bir gün İz’in babası eve mutlu ve heyecanlı bir şekilde gelir. Belediye yaşadıkları bölgedeki dağa tünel açarak ulaşım yolunu kısaltmaya ve genişletmeye karar vermiştir. Kuzenini daha sık görmesine fırsat sağlayacak bu durum İz’i de mutlu eder. Aynı günün akşamı yavru kirpi Ziz, dostlarını ziyaret etmek üzere yuvasından ayrılır. Toprak olan dağ yolunun kıyısından giderken büyük bir patlama sesi duyar ve toz duman içinde kalır. Ziz çok korkar ve gözleriyle, buradan her geçişinde kendisine gözcülük yapan baykuş dostlarını arar. Ne yazık ki tozlu ağaç dalları bomboştur. Aynı saatlerde, 40 yıldır taşımacılık yapan kamyon Kamo da yapılan tünelin şantiyesi için malzeme getirmek üzere uzun bir araç kuyruğunda sıraya girmek zorunda kalır. “Keşke eskisi gibi orman yolunu ağır ağır tırmansam, şehirdeki çocuklara meyve ve sebze taşısam da un ufak olan toprağı, etrafa kaçışan hayvanları ve devrilen ağaçları görmesem diye düşünerek hüzünlenir.
Haftalar geçer, tüneller kazılır, yollar açılır. İz ve ailesi artık istedikleri zaman ve çok kısa sürede şehir merkezine ulaşabilir hale gelirler. Ancak İz eskisi gibi arabanın penceresinden çiçekleri, ağaçları ve hayvanları göremez. Görebildiği tek şey duvar, direk ve bariyerlerdir. İz bu duruma çok üzülür. Aynı hafta sonu, Ziz de dostlarına ziyaretini tamamlayıp dönüş yoluna koyulmuştur. Yol boyunca kaplumbağalarla, baykuşlarla sohbet ederek heyecanlı bir yolculuk yapmayı ümit ederken, toprak yolun yerine kocaman bir asfalt yapıldığını, bu yeni yolda da çok sayıda aracın hem hızlı hem de gürültülü şekilde yol aldığını görür. Yolun çok tehlikeli olduğunu düşünerek kendine yeni bir yol arar. Toprağı koklayarak, rüzgarları dinleyerek, güneşin doğuşunu arkasına alarak uzunca bir süre yürür. Bu sürede İz kuzenini defalarca kez ziyaret edebilecekken, o evine ulaşmaya çalışır. Ziz’in gücü neredeyse tükenmiştir ama yine de yuvasına ulaşma umudunu yitirmez. Kamyon Kamo da, her ne kadar bu yol da kendisi gibi insanların hayatını kolaylaştırmayı amaçlasa da doğaya zarar veren bir yapım çalışmasında görev almaktan mutsuzdur. Daha fazla bu işin içinde yer almamak için şantiyedeki işinden ayrılıp hurdalıkta dinlenmeye çekilir.
Hikâye, “Çıktığın yolculuklarda çevreni dikkatlice izle olur mu?”, “Göreceklerin doğamızla dost, yaşamlarımızla uyumlu mu?” sorularıyla sonlanıyor.
Çocukları, doğaya ve diğer canlılara saygı gösterme, çevreye zarar verici davranışlardan kaçınma ve doğal yaşam alanlarının korunması için çaba gösterme konularında düşünmeye teşvik etmeyi amaçlayan öyküde, doğal ortamlarında yaşanan değişimin üç farklı karakteri nasıl etkilediği anlatılıyor.
Hikâye ne yazık ki diğer kitaplarda alışık olduğumuz şekilde mutlu bir sonla bitmiyor. Pek çok canlının huzurlu bir yaşam sürdüğü küçük köyü şehre bağlayan yolun kısaltılmasını ve genişletilmesini amaçlayan yapım çalışmaları her şeyi değiştiriyor. Doğanın güzelliklerini izlemekten keyif alan İz’in manzarasını duvar, direk ve bariyerlerin hâkim olduğu bir çevreyle değiştiriyor. Ormanda mutlu bir yaşam sürerek akrabalarını ve arkadaşlarını ziyaret etmeyi seven küçük kirpi Ziz’in ve diğer hayvanların yaşam alanlarını kısıtlıyor. Yol yapım çalışmasına malzeme taşımak zorunda kalan kamyon Kamo’nun da, doğayı olumsuz etkilen bir işe destek verdiği için üzüntü yaşamasına neden oluyor.
Bir insan, bir hayvan ve bir aracın yaşadıklarıyla doğaya zarar vermenin sonuçlarına dikkat çekilerek çocuklara, doğaya ve doğal çevreye duyarlı davranmanın ne kadar önemli olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Kitabı okuyan çocuklar doğaya ve diğer canlılara saygı gösterme, çevreye zarar verici davranışlardan kaçınma ve doğal yaşam alanlarının korunması konularında farkındalık kazanabilirler. Gelecekte daha bilinçli ve duyarlı bireyler olabilir, doğayı koruma konusunda sorumluluk alabilirler.
Kitaptan yola çıkarak çocuğunuza, “Doğada gördüğümüz çiçekler, ağaçlar ve hayvanlar neden önemli?”, “Tüneller açılarak yollar genişletildiğinde, doğada neler değişmiş olabilir?” gibi sorular sorarak canlıların ekosistemdeki rollerini ve insanlar için sağladıkları faydaları anlamasına ve bu tür müdahalelerin ekosistem üzerinde oluşturabileceği değişiklikleri fark etmesine yardımcı olabilirsiniz.
Hikâyede yer alan karakterlerin duyguları ve deneyimleri, çocukların empati kurmayı ve diğerlerinin duygularını anlamayı öğrenmelerine yardımcı olabilir. “Ziz, yol yapımı nedeniyle zor duruma düştü ve üzüldü. Onun yerinde olsaydın nasıl hissederdin? Diğer canlıların duygularını anlamak ve empati kurmak neden önemli? Yaptığımız eylemlerin başkaları üzerinde nasıl etkileri olabilir?” sorularını sorarak bu etkiyi güçlendirebilirsiniz.
“İz, kuzenini daha sık görmek için daha hızlı yollara alıştı, ancak doğada nelerin yok olduğunu da gördü. Bu durumda sen ne yapardın?”, “Neden?”, “Değişimlerin getireceği sonuçları düşünerek kararlar almak önemli midir?”, “Kitaptaki değişimlerin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları neler olabilir? gibi sorular sorarak kişisel tercihlerimizin bazen başkalarının hayatını olumsuz şekilde etkileyebileceğini, bu yüzden karar almadan önce etraflıca düşünmenin faydalı olabileceğini anlatabilirsiniz.
Çevre bilinci oluşturmak ve bu konu üzerinde düşünmeye yönlendirmek amacıyla “Kitapta Kamo, doğaya zarar vermek istemediği için inzivaya çekildi. Çevreyi korumak için biz neler yapabiliriz?” “Hangi günlük alışkanlıklarımız çevreye zarar verebilir ve onları nasıl değiştirebiliriz?” gibi sorular sorup üzerine düşünmesini sağlayabilirsiniz.