İletişim kurmak için çaba gösterildiği takdirde her tür engelin aşılabileceğini, hatta bazen sadece içten bir gülümsemenin de bunun için yeterli olabileceğini hatırlatan sıcacık bir arkadaşlık öyküsü.
Künye
“Gülümsemek İyidir” kitabı, kıvırcık ve kızıl saçlı sevimli bir kız çocuğu olan Mimi’nin günlük hayatta karşılaştığı sorunları, hayallerini ve duygularını paylaştığı, Mimi gibi 3-6 yaşındaki erken öğrenme döneminde olan çocuklara hitap eden “Mimi’nin Serüvenleri” serisinin beşinci öyküsü. Bu kitapta Mimi, konuşma ve duyma engelli yeni komşusu ile iletişim kurup arkadaş olmanın yollarını arıyor.
Öyküde; yeni yılda Mimi ile ailesi çiçeklerle dolu bahçeli bir evde yaşamaya başlarlar. Bir süre sonra yanlarındaki eve yeni komşuları taşınır. Mimi, komşularının kendi yaşlarında bir çocuğu olduğunu görünce çok sevinir ve hemen koşup tanışmak için bahçeden seslenir, ancak çocuk yanıt vermez. Mimi hem şaşırır hem de üzülür. Ertesi gün olur umutlu bir şekilde ona “Günaydın” der, ama karşılık alamaz. Mimi pes etmez ve sonraki gün onu oyun oynamaya davet eder ama yine yanıt gelmez.
Mimi durumu annesine anlatır. Annesi, komşusuyla sohbet ederken çocuğunun kulaklarının işitmediğini ve bu yüzden konuşamadığını söylediğini anlatır. Mimi, onun niçin yanıt vermediğini anlar ve onunla nasıl arkadaş olabileceği üzerine düşünmeye başlar. Pazartesi günü; Mimi çocuğu görünce gülümser, çocuk da gülümseyerek karşılık verir. Salı; karşılıklı birbirlerine gülümser, tanışır ve el sıkışırlar. Çarşamba; çocuk Mimi’ye işaret dilini öğretmeye başlar. Perşembe; gülümseyip birbirlerine fidan hediye eder ve birlikte toprağa ekerler. Cuma; diktikleri fidanlar solar, birlikte üzülürler. Cumartesi; fidanlar sulanıp yeşerince, birlikte mutlu olup gülümserler. Pazar günü ise iki arkadaşın en sevdiği gündür; birlikte oyunlar oynarlar.
Mimi ile yeni arkadaşı, hatta çiçekler, ağaçlar ve bahçedeki kedi bile artık gülümseme dilini öğrenmiş ve aralarında bu dil ile konuşmaya başlamışlardır…
Kitap, Mimi’nin öyküsü aracılığıyla, gelişimsel ve bireysel farklılıkların bir sorun değil bir çeşitlilik olduğu mesajını vererek, okul öncesi yaş dönemindeki çocuklarda bu konuda olumlu tutumlar geliştirmeyi hedefliyor.
Öyküde, bireysel farklılıkların hiçbir şekilde iletişim kurmaya engel olmadığı samimi bir dil ile anlatılıyor. İletişim kurmak için sadece içten bir gülümsemenin de yeterli olabileceği ve istenildiği takdirde her tür engelin aşılabileceği hatırlatılıyor. Öte yandan, Mimi’nin pes etmeyen ve sürekli çözüm üretmeye çalışan yaklaşımıyla arkadaşlık ilişkilerinde diğerinin özelliklerini ve ihtiyaçlarını gözetmenin, emek vermenin ve özverili davranmanın önemine vurgu yapılıyor. Kitabı okuyan çocuklar, Mimi’nin yeni komşusuna olan davranışlarını örnek alabilir, kitaptakine benzer özelliklere sahip bireylerle nasıl iletişim kuracaklarına dair fikir edinebilirler.
Kitap, öykü ile uyumlu renkli görselleriyle konu üzerine uzun uzun sohbet edebileceğiniz bir tasarıma sahip. “Mimi yeni komşusuyla arkadaş olmak için hangi yöntemleri denedi?”, “Sen biriyle arkadaş olmak istediğinde ne yapıyorsun?” gibi sorular sorarak çocuğunuzla arkadaşlıkta özverili olmanın ve çabalamanın ne kadar önemli olduğu üzerine sohbet edebilirsiniz.
“Herkesi eşsiz yapan farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Kimi çok iyi resim yapar, kimi bir ev resmi dahi çizemez. Kimi kısadır, kimi uzun. Yürüyemeyen biri el becerilerinde, gözleri görmeyen birisi ise şarkı söylemek konusunda çok daha başarılı olabilir. Özellikleri iyi ya da kötü diye nitelemek yerine ‘farklılık ve çeşitlilik’ olarak görmeliyiz” diyerek çocuğunuzla bireysel farklılıklar üzerine konuşabilir ve onun farklılıklara karşı olumlu tutumlar geliştirmesini destekleyebilirsiniz.
Mimi’nin yaklaşımını örnek göstererek, kişisel farklılıklarımız olduğu için karşımızdaki kişinin özelliklerini ve ihtiyaçlarını gözetmenin, ilişkilere emek vererek özverili davranmanın önemli olduğunu vurgulayabilirsiniz.
İşaret dilinin ne olduğu hakkında araştırma yaparak çocuğunuza bu konuda bilgi verebilir ve birlikte işaret dilini öğrenme pratikleri yapabilirsiniz.
“Mimi ve arkadaşının diktiği fidanlar neden soldu?” ve “Bitkilerin yaşamak için nelere ihtiyacı var?” gibi sorular yönelterek bitkilerin suya, güneşe, toprağa ve bakıma ihtiyaç duyduğu bilgisini verebilir, birlikte bitki yetiştirerek sorumluluk bilincinin güçlenmesine yardımcı olabilirsiniz.