Markette annesini kaybeden Küçük Zebra’nın onu bulmak için çizgili şeylerin peşine düştüğü; fakat her çizgili şeyin bir zebra olmadığını ve birbirine benzeyen şeylerin bile ayrışan özellikleri bulunduğunu öğrendiği eğlenceli bir öykü.
Künye
‘’Çizgili Hikâye’’ markette annesini kaybeden Küçük Zebra’nın annesini bulmaya çalışırken, farklı hayvanlarla tanıştığı ve çizgileri olsa da her birinin farklı özelliklere sahip olduğunu fark ettiği bir hikâye.
Güzel bir yaz sabahında Anne Zebra ve yavrusu, evin ihtiyaçlarını almak için markete giderler. Markette Anne Zebra Küçük Zebra’ya almaları gereken şeyler için biraz etrafa bakacağını söyler ve geri dönünceye kadar bulunduğu yerde beklemesini ister. Sıra dışı bir durum olursa, kendisini bulması için çevresindekilere çizgili birini görüp görmediğini sormasını tembihler. Küçük Zebra, etrafta çizgili fazla şey bulunmadığını ve annesini bulmanın kolay olacağını düşünerek tezgâhları gezmeye başlar. Fakat bir süre sonra, annesini bulmak istediğinde bulamaz. Annesinin tembihlediği gibi etraftakilere çizgili birini görüp görmediklerini sormaya başlar.
Markete giren bir ayı, çizgili bir kravat takmıştır. Küçük Zebra annesinin çizgilerine benzetir ve ona bir zebra olup olmadığını sorar. Ayı ise kürkünün kahverengi olduğunu, üzerinde çizgileri olmadığını söyler ve oradan uzaklaşır. Markette bulamayınca caddeye çıkarak annesini aramaya başlayan Küçük Zebra, çizgili bir yaya geçidi görür ve bir an onun annesi olabileceğini düşünür. Oradaki bir kedi, onun annesi değil bir yaya geçidi olduğunu söyler. Annesini sorması için onu karşıdaki trafik polisine yönlendirir. Polisin yanına giderek ona yakınlarda çizgili bir şey görüp görmediğini sorar. Köpek polis trafiği yönetmek için kullandığı çizgili batonunu gösterir. Çizgileri olmasına karşılık baton hiç de annesine benzemez. Küçük Zebra yol boyunca çizgili çorap ve çarşaflar, çizgili kıyafetli bir geyik, çizgili kaplan, çizgili gömlek giymiş bir Karıncayiyen ve çizgili bir balıkla karşılaşır. Fakat hepsini zebralardan ayıran farklı bir özellik vardır ve hiçbiri annesi değildir.
Küçük Zebra bir pencereden gelen müzik sesine dikkat kesilir. Pencereden içeri baktığında piyano çalmakta olan bir keçi görür. Zebra ona çaldığı enstrümanın adını sorar, çünkü onu bir zebraya benzetir. Keçi ona bunun bir piyano olduğunu söyler. İyice kafası karışan Küçük Zebra, yan evde balkonda oturan porsuğu fark eder. Yanakları tıpkı bir zürafa gibi çizgilidir, fakat o da bir zebra değildir. Sohbet ederlerken porsuk az önce oradan bir Anne Zebra’nın geçtiğini söyler. Küçük Zebra çok sevinir ve annesine ulaşmak için hızla yola devam eder. Köşeyi dönünce annesinin orada bir inekle sohbet ettiğini görür. Heyecanla annesinin yanına gider ve ona sıkıca sarılır.
İkisi de, birbirlerini ararken dışarıda tahmin ettiklerinden daha çok çizgili nesne ve canlı olduğunu fark etmişlerdir. Üstelik hepsinin birbirinden farklı pek çok özelliği vardır. O sırada, evdeki buzdolabında bulunan tüm yiyecekleri bitirmiş olan ve yeniden yiyecek almaya çıkan babası da oradan geçmektedir. Sadece buzdolabını değil, evdeki küveti de dolduracak kadar yiyeceklerinin olduğunu görüp gülerler ve evlerine dönerler.
‘’Çizgili Hikâye’’de, birbirine benzeyen nesne veya canlıların aynı şeyler olmadığının, ortak özellikleri bulunsa ve birbirlerine benzeseler de pek çok ayırt edici özellikleriyle birbirlerinden ayrıştıklarının altını çiziyor.
Küçük Zebra, annesini ararken çeşitli hayvanlarla tanışıyor ve onlara ait özelliklerle ilgili bilgi sahibi oluyor. Bir huş ağacının nasıl göründüğünü, geyiklerin yeleleri bulunduğunu, kaplanların çizgilerinin siyah ve turuncu olduğunu ve ayrıca zebraların aksine kükreyerek ses çıkardıklarını, balıkların karada uzun süre hayatta kalamayacaklarını öğreniyor.
Başlangıçta, çizgili olduğu için bir yaya geçidinin bile annesi olabileceğini düşünen Küçük Zebra, tanıştığı kişi ve gördüğü nesnelerin özelliklerini yorumlayarak her çizgili şeyin bir zebra olmadığının farkına varıyor. Sonrasında karşılaştığı hayvanlara bir zebra olup olmadıklarını sormak yerine, çizgili bir şey görüp görmediklerini sormaya başlıyor.
Küçük Zebra’nın karşılaştığı hayvanların özelliklerinin detaylı şekilde çizimlere de yansıtılması, kitabı çocuklar için ilgi çekici kılabilecek nitelikte. Hayvanların kıyafetleri ve diğer görseller oldukça detaylı ve özenle resmedilmiş. Ayrıca kitabın sade bir dili var. Ancak muhtemelen çeviriden kaynaklı olsa gerek, yer yer anlatılmak istenen bazı şeyler tam olarak anlaşılamıyor ya da olaylar arasındaki geçişlerde bağlayıcı cümle eksiklikleri hissediliyor. Ayrıca ‘’baton’’, ‘’porte’’ gibi, çocuklara yabancı gelebilecek kelimeler de mevcut. Kitabı okurken çocuklar, ebeveynlerinin de rehberliğiyle bu boşlukları doldurulabilir ve bilmedikleri kelimelerin anlamlarını öğrenerek sözcük dağarcıklarını geliştirebilirler.
Çocuklar bu kitap aracılığıyla, her birey ve nesnenin birbirlerinden farklı özelliklere sahip olduğunu, birbirine çok benzeyenlerin bile ayırt edici özelliklerinin bulunduğunu öğrenebilirler.
Çocuğunuza ‘’Küçük Zebra annesini kaybettiğinde nasıl hissetmiş olabilir?’’ diye sorarak empati kurma becerisinin gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. ‘’Sen de markette Küçük Zebra gibi kaybolsaydın ne yapardın?’’ diye sorabilir ve böyle durumlarda ne yapması gerektiği konusunda bilgilendirebilirsiniz.
Küçük Zebra’nın annesini ararken tanıştığı hayvanları kitabın sayfalarını çevirerek tekrar gözden geçirebilir ve resimlerini inceleyerek bu hayvanların kitapta yer verilmeyen farklı özellikleri üzerine konuşabilirsiniz.
Çocuğunuzla birbirinize sırayla sahip olduğunuz bazı fiziksel ve kişisel özelliklerinizi söyleyebilir, birbirine benzeyen ve birbirinden farklı özelliklerinizin neler olduğunu bulabilirsiniz.