Çetin’in okul birincisi olabilmek için yapması gereken icat ödevi sayesinde dedesiyle tanışmasını ve ödevi yaparken yaşadıkları maceraları anlatan; aile bağlarına ve bilime vurgu yapan sürükleyici bir hikâye kitabı.
Künye
“Çetin Ceviz- Sıra Dışı Bir Ödev Hikâyesi” kitabı; meraklı ve bilimle ilgilenen bir çocuk olan Çetin’in arkadaşları ve ailesiyle yaşadıklarını konu edinen ‘Çetin Ceviz’ serisinin dört kitabından ilki. Çetin’in, okulda verilen bir ödev sayesinde bilimle ilgilenen dedesiyle tanışmasını ve birlikte yaptıkları bilimsel çalışmaları anlatan bir öykü.
Başarılı bir öğrenci olan Çetin fen ve teknoloji dersinden 98 alınca okul birinciliği tehlikeye girer. Öğretmeninin verdiği icat ödevi bunun için belirleyici olacaktır. Çetin, evde dolaşarak ses getirecek bir fikir arayışındayken, temizlik nedeniyle çekilen büfenin arkasında dedesinin fotoğrafını görür. Yıllar önce babası ile küsen dedesi evden ayrılmış ve bir daha hiç görüşmemişlerdir. Çetin’in dedesi hakkında duyduğu tek şey, bilimle ilgilenip icatlar yaptığıdır. Ondan ödevi için yardım alabilse ne güzel olurdu diye düşünür.
Çetin, hafta sonu herkes bir şeylerle meşgulken ailesinden habersiz bisikletine atlayıp dedesinin evinin yolunu tutar. Onu sevgiyle karşılayan dedesi, Çetin’e ödevi konusunda yardım edebilmesi için önce hasta olan köpeği Hergünaç’ı iyileştirmeleri gerektiğini söyler. İlginç cihazlarla Hergünaç’ın beynine girip, buradaki bakterileri temizlerler. Dönme zamanı gelince geç kalmaması için dedesi onu, yaptığı ‘boyutlar arası hareket eden ağaç’ ile eve gönderir. Çetin ertesi gün de sessizce dedesinin evinin yolunu tutar. Ödev için nasıl bir icat geliştirmeleri gerektiği üzerine düşünürlerken, Çetin, uykuya dalmakta güçlük yaşayan insanlar için bir gözlük icat etmeyi önerir, dedesi de bu fikri beğenir. Dede torun, bunun için gerekli olan uyku kayaçlarını bulmak için 20.000 km uzaklıktaki Horultoryum dağına doğru macera dolu bir yolculuğa çıkarlar.
Çetin’in icadı okulda da kasabada da büyük ses getirir. Bunun üzerine ailesine dedesiyle görüştüğünü açıklamak zorunda kalır. Anne ve babası başta tepki gösterse de ona hak verirler. Çetin nihayet babası ile dedesinin neden konuşmadıklarını da öğrenir. Çetin’in babası itfaiye eri olmak isterken, dedesi bilimle ilgilenmesi için ısrar etmiştir. Babası dedesinden habersiz itfaiye eri olunca da kavga edip küsmüşlerdir. Babası, Çetin’in çok istediğini gördüğü ve aslında anlamsız bir sebeple küstüklerini düşündüğü için babasıyla barışır. Hep birlikte yemek yerlerken birden büyük bir patlama sesi duyarlar. Çetin’in dedesinin evinde yangın çıkmıştır. İtfaiye eri olan babasının yardımıyla yangın söndürülür, ancak ev yaşanmaz hale gelmiştir. Evsiz kalan dedesi Çetinlere yerleşir ve tekrar birlikte yaşamaya başlarlar.
Bir çocuğun merak duygusunu merkeze alarak bilim ve hayvanlar hakkında ilginç bilgiler veren kitap, aile bağlarının önemine dikkat çeken sürükleyici bir öykü anlatıyor. Çetin’in yaşadığı duygulara işaret eden başlıklarla 10 bölüme ayrılmış. Başlıkların her birinde bir hayvandan ilham alınmış ve o hayvanın ilginç bir özelliği hakkında bilgi verilmiş. Örneğin ‘Bardağın İçinde Hapsolmuş Sinek’ isimli bölümde; Hergünaç’ın beynindeyken, dedesinin yönlendirdiği cihaz bir süre çalışmayınca Çetin kaygı yaşıyor. Bu kaygıyı “kendimi bardağın içinde hapsolmuş sinek gibi hissediyorum” diyerek anlatıyor ve bu bölümde kara sineklerin, dört bin adet olan küçük gözleri sayesinde arkalarını bile görebildikleri bilgisi veriliyor. Çocuklar kitaptaki bölümler aracılığıyla caretta carettalar, zürafalar, sinekler, kurbağalar gibi hayvanlar hakkında bilgiler öğrenebilirler. Kitapta olay örgüsü içinde yerçekimi, beyinin bölümleri, ışık hızı ve zaman gibi bilimsel kavramlara da yer verilmiş.
Çetin, dedesiyle birlikte yaşadığı maceralar sırasında zaman zaman korksa da pes etmeyip cesaretli davranıyor. Dedesinin sıra dışı icatlarının arkasında yer alan şeyin sadece merak ve keşif duygusu olmadığını, cesaretin ve çabalamanın da önemli olduğunu kavrıyor. Dede ile torunun geliştirdikleri icatlar, çocuklara hayal gücünün sınırlarının olmadığını ve bir şeyler üretmek için önce hayal etmek sonra da cesur davranarak çabalamak gerektiğini hatırlatıyor.
Çetin ile dedesi, yıllar sonra gelen tanışmalarının ardından ilginç anlar paylaşarak ilgi alanlarının ortak olduğunu keşfediyorlar. Babası, Çetin’in dedesiyle görüşmek istemesine saygı duyuyor ve aralarındaki küslüğe son veriyor. Kitapta bu olaylar çerçevesinde, bir aileye sahip olmanın ne kadar kıymetli olduğuna ve ilişkilerin tamir edilebileceğine yönelik güzel mesajlar veriliyor.
Kitabın hayal gücünü geliştirebilecek, akıcı ve sürükleyici bir hikayesi var. Okurken merak uyandırıyor. Çocukların seveceği esprili bir dil kullanılmış. Resimler rengarenk ve çocukların hayal etmelerini destekleyecek şekilde tasarlanmış.
Kitabı okuduktan sonra çocuğunuza “Çetin’in dedesinin bahçesindeki ağaç ne işe yarıyor?”, “Bu ağaçla sen olsan nereye ışınlanmak isterdin?” gibi sorular sorarak hayal gücünüzü çalıştırabilirsiniz.
Yapacakları icada karar vermeye çalışırken dedesi “İnsanların neye ihtiyacı var?” diye soruyor. Çetin bu soru üzerine düşünerek uyku gözlüğü yapmaya karar veriyor. Siz de çocuğunuza “Sence insanların neye ihtiyacı var?” diye sorarak birlikte beyin fırtınası yapabilirsiniz. Birlikte çevrenizdeki insan, hayvan veya bitkilerin ihtiyaçlarını düşünerek icatlar yapmayı deneyebilirsiniz.
Çetin’in babası ile dedesinin küsme nedenini hatırlatarak, Çetin’in dedesinin tutumu hakkında ne düşündüğünü öğrenmeye çalışabilirsiniz. “Sen gelecekte ne yapmak istersin?”, “Bu konuda neler ilgini çekiyor?” gibi sorularla çocuğunuzun gelecekte ne yapmak istediği hakkında fikir edinebilir, ilgilendiği meslekler hakkında birlikte araştırmalar yapabilirsiniz.