Dünyaya farklı gözlerle bakan Catherine ile babasının hayal dünyalarına ve hayallerini nasıl gerçeğe dönüştürdüklerine tanık olabileceğimiz sıcak bir baba kız hikâyesi.
Künye
2014 yılı Nobel Edebiyat ödülü sahibi olan Patrick Modiono’nun kaleme aldığı kitap, annesi Amerika’da yaşayan küçük bir kızın, babasıyla Paris’te geçirdiği çocukluk günlerini konu alıyor.
Kitabın anlatıcısı ve ana karakteri olan Catherine, New York’ta yaşayan bir bale eğitmenidir. Bir gün evinin penceresinden yönetmekte olduğu dans okulunu izlerken, öğrencilerinden birinin derse başlamadan önce gözlüklerini, kendisinin de onun yaşlarındayken yaptığı gibi, sandalyenin üzerine bıraktığını görür ve bale eğitimine başladığı yılları hatırlar. Kitabın devamında Catherine’nin küçük bir kızken babasıyla Paris’te geçirdiği yıllar anlatılır.
Annesi New York’a gitmek zorunda kalınca babasıyla Paris’te kalan Catherine’nin hayali, annesi gibi dansçı olmak ve babasıyla birlikte annesinin yanına Amerika’ya gitmektir. Ancak gerçek hayatta günleri çok rutin akar; okula gidip gelir ve babasıyla birlikte vakit geçirir. Catherine’in babası taşımacılık alanında çalışmaktadır. Ortağı Bay Casterade, önemsiz konularda bile sürekli ders veren sıkıcı bir insandır.
Catherine, gözlük kullandığı için kendini hep ayrıcalıklı hisseder. Çünkü gözlükleri sayesinde iki farklı dünyayı keşfeder. Gözlüklerini taktığında gördüğü sıkıntıları olan gerçek dünya, çıkardığında bulanıklaşıp pürüzsüz bir dünyaya dönüşerek onu hayallere sürükler. Catherine, bu hayal dünyasını her zaman babasıyla paylaşır ve bu onu çok mutlu eder. Baba kız gerçek dünyanın sıkıntılarından uzaklaşmak istediklerinde her ikisi de gözlüklerini çıkarır. Böylece her şey netliğini kaybeder ve hayal ettikleri şekle bürünür. Baba ve kıza ait sıcak, samimi ve komik diyalogların yer aldığı kitabın sonunda, Catherine’nin babası işlerini ayarlamayı başarır ve birlikte Amerika’ya annesinin yanına gitmeye hazırlanırlar.
Aile ilişkileri, cesaret, özlem ve hayal gücü gibi temaları işleyen kitap, çocuklukta yaşanan olayların nasıl algılandığını ve çocukluğun yetişkinliğe olan etkisini başarılı bir şekilde anlatıyor. Kendini tanımanın ve düşüncelerini doğru şekilde ifade edebilmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Her ailede bazen anlaşmazlıkların olabileceği ve bu sorunların aslında sağlıklı bir iletişimle düzelebileceğinin mesajını veriyor.
Catherine ile babasının çoğunluğu sokaklarda geçen sohbetlerine, insanın içini ısıtan çok başarılı çizimler eşlik ediyor. Babam ve Ben, içindeki detaylı çizimleri, büyük yazı puntosu ve ilgi çekici öyküsüyle çocukları etkileyerek okuma alışkanlığı kazanmalarına destek verebilecek sürükleyici bir kitap. Paris sokaklarında geçen bu kitabı okurken hem bir çocuğun hayallerine hem de farklı kültürlere ve dönemlere tanık olacaklar. Bir baba ile kızının birbirine saygı duyan, birbirini destekleyen ilişkilerine ve neşeli, komik diyaloglarına da şahitlik edecekler.
Catherine’in gözlüklerini çıkardığında gördüğü bulanık ama tatlı dünya, kitabı okuyan çocukların hayal gücünü de destekleyecektir.
Çocuğunuz kitabı okurken ya da okumayı tamamladıktan sonra, kitabın verdiği mesajlar üzerine sohbet edebilirsiniz. Kitabı sorularla etkileşimli şekilde okumak, çocukların kahramanlarla özdeşim kurarak sunulan mesajları daha iyi özümsemelerine katkı sağlar.
Çocuğunuza, hayal kurmanın hedef koymak konusunda hangi katkıları sunabileceğini anlatabilirsiniz. Hayallerini sorabilir, bu hayalleri gerçeğe dönüştürebilmesi için plan yapmasının önemli olduğunu belirtebilirsiniz.
“Catherine gibi farklı özelliklere sahip olduğunu düşünüyor musun?”, “Farklı özelliklere sahip olmanın nasıl avantajları olabilir?” gibi sorular sorarak, onu kendini tanımaya ve keşfetmeye yönlendirebilirsiniz.
“Senin de bazen yanlış anlaşıldığın oluyor mu?”, “Sence bu neden kaynaklanıyor?”, “Yanlış anlaşılmaları gidermek için neler yapabiliriz?” gibi sorular sorarak, sağlıklı iletişimin ve kendini doğru ifade etmenin önemine vurgu yapabilirsiniz.