Dostluk ve rekabeti bir arada yürütmenin de mümkün olduğuna vurgu yapan ilham verici bir belgesel.
Künye
23 yaşındaki Avustralyalı Feliks Zemdegs, erken yaşlarda rubik küp ile tanışan ve bu alanda katıldığı yarışmalarda üst üste dünya şampiyonluğu kazanan bir gençtir. Max Park ise kendisine Feliks’i örnek alan ama aynı zamanda da onun en büyük rakibi olan otizmli 17 yaşında bir gençtir.
Max, küçük yaşlarda anne ve babasının desteği ile rubik küp çözme yeteneğini geliştirir ve yarışmalara katılmaya başlar. Kendisine örnek aldığı dünya şampiyonu Feliks Zemdegs ile tanışır. Farklı ülkelerde yaşayan ikili arasında hem dostluk hem de tatlı bir rekabet içeren, hoş bir iletişim gelişir.
Feliks Max’e, yarışmalardaki başarılarının ardından tebrik mesajları atarak ona desteğini her zaman hissettirmeye çalışır. Max ise onu örnek almaya devam eder ve zamanla kendini daha çok geliştirerek, bu alanda başarısını kanıtlamış olan Feliks’in derecelerini egale etmeye başlar. Feliks bu duruma üzülse de Max’e destek olmaya devam eder.
Son dünya şampiyonasında Feliks ve Max rakip olurlar, ancak her ikisi de istediği performansı sergileyemez. Feliks ilk kez dereceye giremezken, Max onu geçerek ilk üçe girer. Performansı eskisi gibi olmayan Feliks, yarışmadan sonra finans sektöründe yeni bir işe başlamak üzere Melbourne’e döner. Elinden geldiğince pratik yapmaya ve çalışmaya devam eder. Max ise hem sosyal becerilerini artırmaya hem de rekorlarını kırmaya yönelik çalışmalarına devam eder.
“The Speed Cubers” adlı bu kısa belgesel, Rubik Küp’ü çözme şampiyonları Feliks Zemdegs ve Max Park’ın aralarında gelişen dostluğu konu alıyor. Ana tema olarak rekabet, centilmenlik, arkadaşlık ve engellerin aşılması gibi konuları işleyen belgesel, içinde pek çok pozitif mesaj barındırıyor. Karakterlerin gerçek yaşam öyküleri anlatılarak başarılı olmak için çok çalışmak ve emek vermek gerektiği, kazanmak kadar kaybetmenin de rekabetin kaçınılmaz bir parçası olduğu, hatta kişiyi daha da çok geliştirdiği vurgulanıyor. Nezaket ve centilmenlik gibi değerlerin önemine işaret ediliyor.
Belgesel, Max Park’ın hayatından sunduğu kesitlerle otizmli bir bireyin sahip olduğu özelliklere ve günlük hayatta yaşadığı zorluklara dair bilgiler sunarken, otizmli bireylere nasıl yaklaşmak gerektiğiyle ilgili farkındalık yaratacak mesajlara da yer veriyor. Her çocuğun rahatlıkla izleyebileceği, içinde şiddet ve korku öğeleri barındırmayan The Speed Cubers, sıcacık ve sürükleyici bir hikâye sunuyor. Ancak bir sahnede, Feliks Zemdegs’in arkadaşları ile birlikte alkol tüketip sohbet ettiği kısa bir görüntü bulunuyor.
Çocuklar bu belgeselden, engelleri aşmanın çok çalışmak ve azmetmek sayesinde mümkün olabildiğini öğrenebilirler. Otizm hakkında bilgi sahibi olabilir, otizmli bireylere nasıl yaklaşmak gerektiğine dair doğru tutum ve davranışlar benimseyebilirler. Belgesel, kaybetme duygusuyla baş etmekte zorlanan çocuklar için iyi bir tercih niteliğinde.
Belgeselden yola çıkarak çocuğunuza şu soruları yöneltebilirsiniz: Feliks hangi özellikleri ile ön plana çıkıyor? Max’in kendisine Feliks’i örnek almasını sağlayan şeyler neler? Max’in becerilerini geliştirmesinde neler etkili oldu? Anne ve babasının davranışları hakkında neler düşünüyorsun? Max ve Feliks son şampiyonada kaybettiklerinde ne hissetmişlerdir? Başarmak ve kaybetmek hakkında neler düşünüyorsun? Sen kaybettiğinde nasıl hissediyorsun? Bu duygudan kurtulmak için neler yapıyorsun?
Çocuğunuzla birlikte Feliks Zemdegs’in Youtube kanalını takip ederek (https://www.youtube.com/c/fazrulz1/videos), rubik küp çözme çalışmaları yapabilirsiniz.
Otizm üzerine okumalar yapabilir, bu konuya yönelik geliştirilen farkındalık çalışmalarını araştırabilirsiniz. Bu alanda çalışan dernek ve vakıflarla iletişime geçerek, çocuğunuzu sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak görev almaya yönlendirebilirsiniz.