Bir sözü üzerine arkadaşına kırılan Noona’nın, annesinin verdiği sihirli değnekle insanların düşündükleriyle ifade ettiklerinin her zaman aynı olmayabildiğini gördüğü ve iletişim dili ile onun ilişkilere olan etkisine farklı bir perspektiften bakmayı öğrendiği sıcacık bir öykü kitabı.
Künye
Noona okulda bir arkadaşının “Flamingo gibi bacakların var” demesine çok üzülür ve annesiyle paylaşır. Annesi Noona’ya, insanların söyledikleri ile onların altında yatan düşüncelerini gösteren bir sihirli değnek verir. Noona bu sihirli değneğin merceğiyle çevresindeki insanları gözlemler ve zaman zaman söylediklerinin, düşündükleri şeyi ifade etmediğini fark eder. Bunun üzerine arkadaşının da ne düşündüğünü merak eder ve ertesi gün sihirli değneğiyle onun düşüncelerini de gözlemler. Arkadaşının “Flamingo gibi bacakların var senin” diyerek “Sen buralardayken her şey pespembe oluyor” demek istediğini ve bu toz pembe durumu anlatmak için yaptığı flamingo benzetmesini de “Ben o kadar akıllıyım ki, flamingoları da biliyorum” vurgusu yapmak istediği için kullandığını görür.
Noona daha sonra hoş olmayan sözler söyleyen diğer çocukların da ne düşündüklerini anlamaya çalışır. Sarılmaya, beraber oynamaya ihtiyaç duydukları halde bu ihtiyaçlarını belirtmek yerine arkadaşlarını kendilerinden uzaklaştıracak ya da üzecek cümleler kurduklarını görür. Kalpten dudağa doğru yolculuk ederken iyi sözcüklerin kötü sözcüklere dönüşebileceğini, bu yüzden alınganlık göstermeye gerek olmadığını anlar. Böyle sözlere maruz kaldığında da hissettiklerini açıklıkla karşı tarafa ifade etmesi gerektiğini düşünür. Arkadaşının yanına gidip “Çok tatlı bir gülümsemen var” diyerek kendi düşüncesini dile getirir ve onu evlerine davet eder. Arkadaşına, söylediği cümleden duyduğu rahatsızlığı da söyleyerek kendisiyle bir daha alay etmemesini rica eder. Arkadaşı da ona tatlı bir gülümsemeyle karşılık verir ve davetini kabul eder.
İnsanların her zaman düşündükleriyle ifade ettiklerinin aynı olmadığını, düşünceleri olduğu gibi dile getirmenin ilişkilerin sağlıklı ilerlemesi açısından önemli olduğunu ve hoşa gitmeyen sözlerden duyulan rahatsızlığın saygı ve nezaketle dile getirilmesi gerektiğini kavrayan Noona, eve gelince yaşadıklarını annesine anlatır ve artık sihirli değneğe ihtiyacı olmadığını söyleyerek annesine sarılır. Onun bu sevgi dolu sarılması annesini çok mutlu eder. İşten eve dönen babası da sevgi dolu düşüncelerini olduğu gibi ifade eder. Artık değneğe ihtiyaçları olmadığını anlayan annesi, onu bahçeye bırakır. Değneği bulan komşunun köpeği, ona doğru gelen bir köpeğin kendisiyle ilgili güzel düşüncelere sahip olduğunu görür ve mutlu olur.
Kitap, iletişim dilinin ilişkiler üzerinde ne kadar etkili olduğunu fark etmeyi sağlayan sevgi dolu bir hikâye sunuyor.
Noona annesinin verdiği sihirli değnekle insanların düşüncelerini okuyunca insanların bilgili görünmek, kendini korumak, başkalarının gözünde daha iyi bir imaj oluşturmak, yetersizliğini kapatmak ya da kaygılarını gizlemek gibi amaçlarla düşüncelerini olduğu gibi ortaya koyamadıklarını gözlemliyor. Kalplerinden güzel düşünceler ve hisler geçse de sözlerinin karşı tarafı incitebileceğini görüyor ve farklı bir açıdan bakmayı öğreniyor. Düşüncelerini, hislerini ve rahatsızlıklarını karşı tarafa saygı, sevgi ve nezaketle ifade etmenin ilişkiler açısından anahtar role sahip olduğunu fark ediyor. Bu sayede arkadaşıyla olan ilişkisinin olumsuz bir yöne gitmesine engel oluyor ve ebeveynleriyle olan sevgi dolu ilişkisini pekiştiriyor.
Kitabı okuyan çocuklar, insanların düşündükleriyle söylediklerinin farklı olabileceği ve bu sebeple yanlış anlaşılmaların ortaya çıkabileceği konusunda farkındalık kazanabilirler. İnsanların söylediklerini doğrudan yargılamak yerine, altında yatan düşünceleri anlamanın önemli olduğunu keşfedebilirler. Öte yandan, insanların bazen ihtiyaçlarını, duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade etmek yerine, alaycı ya da incitici ifadeler kullanabildiklerini öğrenebilirler. Bazen iyi niyetli de olsa söylenen sözlerin başkaları tarafından yanlış anlaşılabileceğini, sözcüklerimin diğerlerinin kalbini kırabileceğini, kendimizi olduğu gibi ifade ettiğimizde karşı tarafın beklentilerimizi ve gereksinimlerimizi daha iyi anlamalarını sağlayarak daha sağlıklı ilişkiler kurulabileceğini kavrayabilirler.
Çocuğunuzdan, kitapta geçen “Kalpten dudağa doğru yolculuk ederken iyi sözcükler bazen kötü sözcüklere dönüşebiliyordu. Bu yüzden alınganlık etmemize gerek yoktu” sözünün ne anlama geldiği ile ilgili fikir yürütmesini isteyebilir, insanların kalplerinde olumlu duygu ve düşünceler beslemelerine rağmen neden karşı tarafı üzebilecek şeyler söyleyebildikleri konusunda fikir alışverişi yapabilirsiniz.
Çocuğunuza, iletişim kurarken kendi duygu ve düşüncelerini saygı ve nezaket çerçevesinde dürüstçe ifade etmesinin sağlıklı ilişkiler kurmak açısından oldukça önemli olduğunu anlatabilirsiniz.
Noona’nın arkadaşının sözü karşısında nasıl hissettiğini hatırlatarak çocuğunuzun da benzer duygusal deneyimler yaşayıp yaşamadığını sorabilir, konuya bu açıyla baksaydı nelerin değişebileceği üzerine sohbet edebilirsiniz.
Köpük baloncuk yapma oyununu sihirli değnek yerine koyarak her çıkardığınız baloncukla bir duygunuzu ve düşüncenizi paylaşabilir, bu yöntemle çocuğunuzun kendini ifade etme becerisini destekleyebilirsiniz.