Aura’nın, kendinde keşfettiği sihirli yetenekleri geliştirmek için gittiği Sihirbazlar Akademisi’nde karanlık sırlarla mücadele ettiği; özveri, çaba ve cesaretli olmak konularında mesajlar veren fantastik bir film.
Künye
Sihirbazlar Akademisi, sihir konusunda özel yetenekleri olan 16 yaşındaki Aura’nın, yeteneklerini geliştirmek üzere gittiği Sihirbazlar Akademisi’nde bazı karanlık sırları açığa çıkararak kötülükle savaşını ve arkadaşlarını korumak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Yodel isminde bir robot, kucağındaki küçük bebeği Elmalı Vadi’deki köyde yaşayan bir kadının kapısının önüne bırakır. Kadın, bebeği evine alır, hareketsizleşen robotu da bir rafa kaldırır. Elinde gül desenli bir doğum lekesi olan bebeğe Aura ismini verir. Aradan yıllar geçer, Aura 16 yaşında zeki ve kibar bir genç kız olur. Her yıl olduğu gibi vadide elma toplamaya gittikleri bir gün, elma arabası yerinden oynar ve üzerlerine doğru gelmeye başlar. Aura teyzesi olarak gördüğü kadını korumak isterken, farkında olmadan elleriyle sihirli bir kalkan oluşturur ve kurtulurlar. Ama her ikisi de Aura’nın bunu nasıl yaptığını anlayamaz. Rafta hareketsiz duran Yodel bu olay üzerine konuşmaya başlar. Aura’nın özel bir çocuk olduğunu, 16 yaşına geldiği için artık sihirli güçlerine kavuştuğunu ve yeteneklerini geliştirmek için Montrose Sihirbazlar Akademisi’ne gitmesi gerektiğini anlatır.
Aura, teyzesinin de teşvikiyle, Yodel ile birlikte Sihirbazlar Akademisi’ne doğru yolu koyulur. Onları girişte kibirli, disiplinli ve katı kuralları olan öğretmen Bay Lambert karşılar. Eğitim ücreti olarak altın bir sembol getirmesi gerektiğini söyler ve robotların akademiye girişinin yasak olması gerekçesiyle Yodel’ı akademiye almaz. Bunu duyan okul müdürü Bay Frank, elindeki doğum lekesini fark ettiği Aura’yı sıra dışı bulur ve ona bu konularda yardımcı olur.
Akademideki diğer öğrenciler de Aura gibi eğitim almak için gelen özel yetenekli çocuklardır. Susan ve Finn, kibirli ve zorba karakterlerdir. Reuben ve Gerald, onların aksine yardımsever ve arkadaş canlısı iki kardeştir. Shawn ise gizemli ve mesafeli biridir. Öğretmen Lambert ve müdür Frank, öğrencileri toplayarak her birinin beş gün boyunca beş ayrı zorlu teste tabii tutulacağını ve en iyi performansı sergileyen kişinin müdür Frank’ten özel ders alabileceğini söylerler. Görünmez basamaklardan yukarı çıkmanın gerektiği bir testte Aura Elmalı Vadi’de yaptığı yağmur dansını hatırlar. Takımındaki ikiz kardeşler Gerald ve Reuben’le yağmur dansı yaparlar. Yağmur damlalarının basamaklara çarpmasıyla basamaklar görünür hale gelir ve testi başarıyla geçerler. Hırslı ve kibirli olan Susan, bunu kıskanır ve başka bir test sırasında Aura’yı bir tırtıla dönüştürür. Aura, bir şahine yem olmaktan kurtulmak için bir kelebeğe dönüşür. Olanları izleyen müdür Frank, öğrencileri için sabırlı olmayı gerektiren yeni bir test hazırlar. Çok sayıda kelebek içinden mavi kelebeği ilk yakalayan, testi geçecektir. Müdür Frank, buradaki püf noktanın kelebeğin, dolayısıyla başarının sabırla kendisine gelmesini beklemek olduğunu söyler. Onu dinleyip bekleyen Shawn ve Aura, mavi kelebeği aynı anda yakalarlar. Nezaket gösterip önceliği birbirine vermek isteyen iki arkadaştan kazanan Aura olur.
Aura, Shawn’ı çok havalı bulur ve onunla arkadaş olmak ister. Ancak Shawn bir sabah okuldan kaydını sildirerek ortadan kaybolur. Aura, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünerek araştırmaya başlar. Yodel’la, okulla ilgili daha fazla şey öğrenmek için kütüphaneye giderlerken Shawn’ı görür ve onu takip ederler. Shawn gizli bir geçitten geçerek akademinin kurulan ilk binasına gider. Burada bir hücrede esir tutulan yaşlı bir adamla konuşur. Takip edildiğini fark eden Shawn Aura’ya hücredeki adamın büyük babası Miller olduğunu söyler. Shawn akademiye büyük babasını kurtarmak için gelmiştir. Bu arada Miller, Aura’nın elinin üstündeki doğum lekesini fark eder ve onun akademinin kurucusu Agustin Walter Montrose’un torunu olduğunu anlar. Ona büyük babasının, zamanında en iyi sihirbazlardan biri olduğunu ve içinde kimsenin karşı koyamayacağı kötü bir gücün yer aldığı bir sandığın açılmasını engellemeye çalışırken kaybolduğunu anlatır; Walter, sandığı açabilecek anahtardan birisini kendisine vermiş, fakat anahtarı emanet ettiği diğer arkadaşı sandığın içindeki kötü güce sahip olmak isteyerek Walter’ın güvenini boşa çıkarmıştır. Walter sandığın kötü amaçlar için kullanılmasını engellemek amacıyla iki anahtarın yanı sıra Aura’nın doğum lekesini de sandığı açabilmenin koşulu olarak belirler. Sandığın gücüne sahip olmak için gözünü karartan arkadaşı, Walter’ın ailesini elinden alır. Walter sadece Aura’yı kurtarmayı başarır ve Yodel isimli bir robot yaparak Aura’yı onunla birlikte çok uzaklara gönderir, kendisi de kaybolur.
Aura ikinci anahtarın kimde olduğunu öğrenmeye çalışsa da Miller onu tehlikeye atmamak için söylemez. Bu sırada müdür Frank’in ejderhasının sesi duyulur. Shawn, Aura’yı korumak için ejderhanın dikkatini dağıtır, ancak müdür Frank’e yakalanır. Shawn’ın peşinden giden Aura, Shawn ile Frank’in konuşmalarından kötü adamın Frank olduğunu öğrenir. Frank, Shawn’ın Miller’ın torunu olduğunu öğrenince onu da esir ederek büyük babasına karşı kullanır ve ikinci anahtarı alır. Frank, kilidi kontrol ederken açmak için üçüncü olarak bir de gül desenine ihtiyaç olduğunu fark eder ve onu açabilecek tek şeyin Aura’nın elindeki doğum lekesi olduğunu anlar. Aura karşı koymaya çalışsa da başarılı olmaz ve Frank, Aura’nın elindeki doğum lekesi sayesinde sandığı açarak bir deve dönüşür ve sonsuz kötü güce sahip olur. Akademideki herkese korku saçar ve etrafına çıkan her şeyi taşa çevirir. Aura, Shawn’dan yardım ister. Shawn ise aslında sihirli bir güce sahip olmadığını, büyükbabasını kurtarmak için güçleri varmış gibi davrandığını itiraf eder. Bunun üzerine Aura, Gerald ile Reuben’den tekrar yağmur dansı yaparak bulutları Frank’in üzerine toplamalarını ister. Yağmur ve bulutlar Frank’in güçlerinin ağırlaşmasını ve etkisini kaybetmesini sağlayacaktır. Bunu fırsat bilen Shawn da Frank’i sandığa hapseder.
Aura, taşa dönüşen herkesi eski haline çevirir. Eski Montrose Akademisi binasına geldiğinde taştan bir heykele dönüşen büyükbabası Agustin Walter’a rastlar. Ona gül desenli eliyle dokunmasıyla birlikte Walter canlanır. Aura, büyükbabasına sıkıca sarılır. Montrose Akademisi tekrar eski huzurlu günlerine döner. Aura okulun yeni müdürü olur. Bu yeni görevi nedeniyle yaptığı konuşmasında akademinin tekrar özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan herkese minnettar olduğunu söyler ve dayanışmanın önemine dikkat çeker. Bunu yaparken erdemli ve nazik bir tutumla ona zorbalık yapan arkadaşlarını da es geçmez ve onlara da teşekkür eder.
Sihirbazlar Akademisi; fantastik öğeleri, kurgusu ve akademideki güçler savaşından kurtarılan küçük bir bebeğin büyüdükten sonra kendi güçlerini fark ederek ait olduğu yere dönüp kötülükle mücadele ettiği hikayesiyle Harry Potter’a çok fazla benzerlik gösteriyor.
Filmde özveri, sabır, azim, cesaret ve takım çalışmasının yararlarıyla ilgili güzel mesajlar veriliyor. Montrose Sihirbazlar Akademisi’ndeki zorlu testler sırasında öğrencilerden kimi kibrinden, kimi hırsından, kimi de fazla aceleci davranıp bir an önce hedefe ulaşmak istediği için başarısız oluyor. Onlar kazanmayı tek hedef olarak belirlerken, Aura zekanın, stratejik olmanın, yaratıcı düşünmenin, çalışmanın ve sabretmenin önemli olduğunu gösteren örnek davranışlar sergiliyor. Kaybedeceğini bilse de nezaketinden ve yardımsever tutumundan vazgeçmiyor. Davranışlarıyla hayatta kazanmak dışında da önemli şeyler olduğunu; özverili, nazik, yardımsever olmanın kıymetli ve erdemli davranışlar olduğunu gösteriyor.
Aura’nın bu tutumu ve başarısı bazı öğrencilerin hiç hoşuna gitmiyor ve örnek almak yerine ona zorbalık yapıyorlar. Fakat onların kötü niyetli sihirleri kendilerine geri dönüyor. Aynı şekilde Frank de herkesi taşa çeviriyor ve sandığı açarak güç sahibi olup kötülükler yapıyor, fakat en sonunda sandığa kendisi hapsediliyor. Film bu sahneleriyle, kötülüklerin sonuçsuz kalmadığına ve zamanı geldiğinde bunun olumsuz sonuçlarının mutlaka yaşanacağına vurgu yapıyor.
Filmin başlarında öğretmen Lambert sergilediği sert tutumuyla kötü bir karakter, okul müdürü Frank ise cömert ve nazik tavırlarıyla iyi bir karakter olarak yansırken, filmin sonunda tam tersi olduğu anlaşılıyor. Film bu sahneleriyle izleyicilere her şeyin göründüğü gibi olmayabileceği, görünenlerin arkasında başka bir gerçek bulunabileceği mesajını veriyor.
Bu pozitif mesajların yanı sıra filmde bazı küçük şiddet ve korku öğeleri dikkat çekiyor. Ayrıca ucube, aptal, geri zekalı, pislik ve şapşal gibi argo kelimeler kullanılıyor. Öte yandan Harry Potter’ın hikayesine olan benzerliği ve filmin kurgusunda yer alan eksiklikler bazı noktalarda filmin yaratabileceği heyecanı ve sürükleyiciliğini olumsuz etkileyebiliyor. Yine bazı sahnelerde karakterlerin davranışlarının sebepleri tam olarak anlaşılamıyor. Örneğin, yağmurun dans sırasında basamakları nasıl görünür hale getirdiği veya Frank’in güçlerini nasıl ve ne şekilde zayıflattığı tam anlaşılamıyor. Öte yandan, Aura’nın sihir gücünün nasıl birden tüm insanları eski haline dönüştürebilecek kadar geliştiğine ilişkin ipucu da verilmiyor. Film her ne kadar küçük yaş grubunu hedeflediği için yavaş bir akış ve basit bir kurguya sahip olsa da, kullanılan animasyon teknolojisinin ve efektlerin biraz zayıf, görsellerde kullanılan renklerin de soluk ve cansız kaldığı dikkat çekiyor.
Sihirbazlar Akademisi, fantastik öğeleri ve karakterleriyle küçük çocukların ilgisini çekebilecek bir film olsa da, bildik bir hikaye sunması ve teknik yapı ile kurgudaki eksiklikleri nedeniyle daha büyük yaş grubunun ilgisini çekmek açsından ortalama bir film.
Çocuğunuza akademideki öğrencilerin Aura’ya olan zorbaca davranışlarıyla ilgili ‘’Aura bu durumda nasıl hissetmiş olabilir?’’ diye sorabilir, bu sayede Aura ile empati kurmasına ve zorbalığın karşımızdaki insana nasıl hissettirebileceğini anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Filmde yer alan sihir sahneleri önerdiğimiz yaşın altındaki çocuklar için biraz kafa karıştırıcı olabilir. Çocuğunuzun bu konuda kafasının karıştığını fark ederseniz, ona bunun bir kurmaca ve hayali bir unsur olduğunu, gerçekte sihir gücüne sahip insanların ve sihrin var olmadığını ve filme heyecan katmak amacıyla eklendiğini anlatabilirsiniz.
Aura’nın kendisine zorbalık yapan arkadaşlarına bile yardım etmesini, kazanmanın çok önemli olduğu bir oyunda bile rakibi olan ikiz kardeşlerin kazanmalarını sağlamasını örnek vererek özverili olmanın ve yardımlaşmanın hayatımızdaki önemine değinebilirsiniz.
Çocuğunuzla müdür Frank’ın ‘’Sihrin size gelmesini bekleyin’’ cümlesinin ne anlama geldiği üzerine fikir alışverişi yapabilirsiniz. Başarılı olmak için elimizden geleni yapmamızın önemli olduğunu fakat gereğinden fazla hırs yapmanın bazı olumsuz sonuçları olabileceğini filmden de örnekler vererek anlatabilir ve sabrın önemini vurgulayabilirsiniz.