Şiddetten kaçınan sevecen bir boğanın, dövüşmeden de kazanılabileceğini ispatlayan sevimli hikayesi.
Künye
Ferdinand doğa canlısı, çiçekleri seven, daima iyilik düşünen bir boğadır. Yaşadığı çiftliğe yılın belirli zamanlarında bir matador gelir. Bu matador çiftlikteki boğalardan birini seçerek onu dövüşlerde kullanmakiçin arenaya götürür. Bir gün bu matador Ferdinand’ın babasını seçer. Kendi babaları seçilmediği için arkadaşları ona düşman olur. Ferdinand’ın babası ise arenadaki dövüşten galip çıkamaz ve ölür. Ferdinand bu olanlara dayanamaz ve çiftlikten kaçar. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra bir adam yolda Ferdinand’ı bulur ve onu kurtararak kendi çiftliğine götürür. Ferdinand’ın yeni evi artık burasıdır. Üstelik burada en sevdiği şey olan rengarenk çiçekler, yemyeşil çimenler ve kelebekler vardır. Bir de çiftliğin sahibinin kızı Nina… Ferdinand Nina’yla çok güzel bir dostluk kurar. Her yıl birlikte çiçek festivaline giderler, ta ki Ferdinand artık çiçek festivaline gidemeyecek kadar büyük bir boğa olana kadar. Ailenin tüm uyarılarına rağmen festivale peşlerinden giden Ferdinand, yanlışlıkla sebep olduğu büyük bir karmaşa yüzünden yakalanır ve ilk kaçtığı çiftliğe geri götürülür. Ferdinand dövüşmeyi reddetse de kader onu bir şekilde arenaya sürükleyecektir.
Ferdinand, şiddet karşıtı, iyi yürekli ve yardımsever özellikleriyle çocuklar için iyi bir rol model oluşturan, izlerken içimizi ısıtan bir karakterdir. Küçücük bir çiçeği bile incitmeyişi, canlılara zarar gelmemesi için uğraşması, arkadaşları için kendini tehlikeye atması buna örnek verilebilir. Filmde çocuklar için eğlenceli ve komik sahneler bulunmasının yanı sıra üzücü olabilecek sahneler de mevcut. Ferdinand’ın babasının ölüm haberi, dövüşürken ölen boğaların duvara asılı boynuzları ve fotoğrafları, Ferdinand’ın kötü adamlar tarafından yakalanıp araca bindirilirken bakışlarındaki hüzün bazı hassas ve önerdiğimiz yaşın altındaki çocuklar için üzücü veya korkutucu olabilir.
Filmin ana mesajı, dövüşmeden de kazanmanın mümkün olduğudur. Boğaların hepsi sürekli yarışmış ve kaybetmiştir. Şimdiye kadar bu mücadeleyi kazanan hiçbir boğa olmamıştır. Ferdinand dövüşerek kazanılamayacağını fark eder. Çıktığı arenada karşılaştığı tüm zorluklara rağmen bu yarışı dövüşerek değil barışçıl davranışıyla kazanır. Karşısındaki öfkeli ve baskıcı matadora sergilediği kararlı ve barışçıl tutumuyla diğer tüm boğalara ve insanlara örnek olur.
Merhametli oluşu ve naif tavırlarıyla çiftlikteki diğer arkadaşlarından farklı olan Ferdinand, ‘çiçek çocuk’ ve ‘ezik’ gibi alaycı lakaplarla zaman zaman alay konusu olur. Film bu yönüyle farklılıklara saygı duymak ve merhametli olmak konularına da dikkat çekiyor.
Filmin bir sahnesinde hakaret amaçlı ‘’ucube’’ sözü kullanılıyor.
Çocuğunuza filme konu olan boğa güreşleri hakkında bilgi verebilir, Ferdinand’ın arenada yaralanma sahnesi üzerinden bu kültür ve yol açtığı şiddet üzerine konuşabilirsiniz. Şiddetin hiçbir koşulda olumlu bir sonucunun olmayacağını, üstelik gerçek hayatta filmlerden farklı olarak çok daha olumsuz sonuçlara yol açabileceğini anlatabilirsiniz. Buna karşılık iyiliğin ve iyi düşünmenin hayatımız ve yaşadığımız olumsuzluklar üzerinde nasıl iyileştirici bir etkiye sahip olduğu üzerine sohbet edebilir, kendi hayatınızdan örnekler verebilirsiniz.
Filmde arkadaşlarının Ferdinand’la alay ettiği, onu güçsüz olarak niteledikleri sahneleri hatırlatarak çocuğunuza ‘’Ferdinand bu durumda nasıl hissetmiş olabilir?’’ diye sorabilir, zorbalığa maruz kalan insanlara karşı empati kurmasına yardımcı olabilirsiniz. Okulunda ve arkadaş çevresinde bu tarz davranışlar sergileyen çocuklar olup olmadığını öğrenip, başkalarıyla dalga geçmenin yanlış olduğunu açıklayabilirsiniz.
Ferdinand, kocaman ve insanları korkutabilen görüntüsünün altında çok iyi bir kalbe sahiptir. Onu görür görmez bazıları çığlık atarak kaçar, bazıları ise zarar verebileceği endişesiyle onu yakalamaya çalışır. Halbuki o çok zarif ve iyi kalpli bir boğadır. Buradan yola çıkarak çocuğunuza hiç kimseyi dış görünüşüne göre yargılamamak gerektiğini anlatabilirsiniz.