Trine 4: The Nightmare Prince

Trine 4, uzun soluklu bir serinin son ayağı. Bununla birlikte hikâyeyi anlamak veya oyundan keyif almak için önceki yapımları oynamanız şart değil. Oyunlar aynı üç karakterin başından geçenleri konu alsa da hepsinin konusu birbirinden bağımsız. Ek olarak, her maceranın başında karakterlerin hareketleri de küçük bir eğitim görevi eşliğinde bizlere öğretiliyor.

Oyun ister tek başımıza ister dört kişiye kadar arkadaşlarımızla ya da ailemizle birlikte oynayarak çeşitli bulmacalar çözmek ve platformları aşmak üstüne kurulu. Üç ana karakterimiz var. Her bir karakterin kendine özgü bir becerisi var ve birlikte hareket edip iş birliği yapıyorlar. Ortak özellikleri ise iyi kalpli ve yardımsever olmaları.

Oyuncular bu üç karakterin yeteneklerini uygun yerlerde kullanarak bulmacaları çözmeye ve engelleri aşmaya çalışıyorlar. Bunlar kimi zaman yüksek bir yere çıkmak kimi zaman kapalı bir kapıyı açmak kimi zamansa bir uçurumu aşmak olabiliyor. Bunların haricinde her bölümde belirli sayıda toplanabilir nesne de var. Oyuncular dümdüz ilerleyip rahat bir oyun oynayabilecekleri gibi tüm bu nesneleri toplamaya çalışarak ek bulmacalar da çözebilirler.

Trine 4’ün en güzel yanlarından biri tüm bulmacaların birden fazla çözüme sahip olması. Tek başınıza oynarken üç karakter arasında serbestçe geçiş yapıp istediğiniz yeteneği kullanabiliyorsunuz. Birden fazla oyuncu olduğunda da birbirinize yardım ediyorsunuz. Örneğin zıplayarak çıkamayacağınız kadar yüksek bir yere denk geldiğinizde Şövalye’yi yöneten oyuncu kalkanını havaya kaldırarak diğer karakterlerin basabileceği bir platform oluşturabiliyor. Ama isterseniz Büyücü olarak üstü üste kutular yığıp aynı sorunu farklı bir şekilde de çözebilirsiniz. Ya da Hırsız’la kancanızı atıp yukarı tırmanmak da elinizde. Oyun hiçbir zaman tek bir çözüme mecbur bırakmıyor. Bu sayede problem çözme becerilerini geliştirdiği söylenebilir.

Oyunda kontrol edemediği büyü yeteneği yüzünden gördüğü tüm kâbusları gerçeğe dönüştüren bir prensi kurtarmaya çalışıyoruz. Ama Prens korkularıyla yüzleşmek yerine onlardan kaçmayı tercih ediyor. Gittiği her yerde diğer insanların kâbuslarını da istemeden gerçeğe dönüştürüyor. Dolayısıyla tüm diyar bir sürü gölge yaratıkla doluveriyor. Prense yardım etmeye çalışan kahramanlarımız macera boyunca kendi kâbuslarıyla da yüzleşmek zorunda kalıyor. En sonunda Prens de en büyük korkularını onlardan kaçarak değil, onlarla mücadele ederek çözebileceğini anlıyor.

Macera boyunca pek çok sevimli hayvana da denk geliyor, onlara yardım ediyoruz. Onlar da bu iyiliğimizi karşılıksız bırakmayıp ihtiyaç anında hemen yardımımıza koşuyorlar. Etkileşime girebildiğimiz bu sevimli canlılar hayvan sevgisini besleyebilir.

Korkularımızla Yüzleşmek: 

Prens’in korkularından kaçmayı seçerek nasıl herkesin başını daha fazla belaya soktuğunu çocuğunuzun fark etmesini sağlayın. Sonunda hem Prens’in hem de kahramanlarımızın korkularıyla nasıl yüzleştiğine dikkat çekin. Oyunun fantastik öğeler üzerine kurulduğunu hatırlatın. Gerçek hayatta bu tarz karakter ve canavarların olmadığını ve bu tür olaylar yaşanmadığını anlatın.