Müzikal tadında bir aksiyon-bulmaca oyunu
Künye
Figment yer yer müzikal havasında geçen, el çizimi grafiklere sahip bir aksiyon – bulmaca oyunu. Oyunda bir trafik kazası sonucu komaya giren bir adamın cesaretini yönetiyoruz. Cesaret yarı insan, yarı kedi bir canlı olarak betimlenmiş. Kendisi uzun zamandır “kullanılmadığı” için pek bir huysuz ve sahibine küskün.
Komaya giren adamın beyniyse masalsı bir diyar olarak çıkıyor karşımıza. Beynin her bölümü yaratıcı biçimlerde betimlenmiş. Örneğin matematiksel hesaplamalara yatkın olan tarafı dişli çarklarla, mekanik aksamlarla ve saatlerle dolu. İşitme duyusunun bulunduğu kısımdaysa trompet şeklinde bitkiler, saz biçimli çiçek gibi şeyler var.
Ama “beyin” trafik kazası sonucunda komaya girdiği için çok geçmeden bu diyarlardaki dengeler bozuluyor ve etrafı kâbuslar basıyor. En büyük korkularla yüzleşip onların üstesinden gelmekse cesarete, yani oyuncuya düşüyor.
Figment’te dev örümcekler, mikrop saçan hastalıklı yaratıklar ve ölüm korkusu gibi canavarlar da var. Bunlarla zaman zaman zorlu savaşlara da giriyoruz. Ek olarak yenmemiz gereken korkutucu görünüşü olan 3-4 tane büyük kâbus da bulunuyor. İşte tüm bu sebeplerden ötürü oyun küçük yaştaki çocuklar için korkutucu olabilir.
Ayrıca hem ana karakterin hem de yardımcısının küfürbaz olması oyunun puanını düşürüyor.
Figment ilk bakışta sevimli bir çocuk oyunu gibi görünse de aslında hayata dair derin ve anlamlı mesajlar içeren, ciddi bir yapım. Bölümlerde ilerledikçe oyunun masalsı havası giderek azalıyor ve “beyin” hafif karanlık bir yer hâline geliyor. İlk başta bunun sebebini anlayamasak da sonlara doğru tüm olaylar trafik kazasına bağlanıyor ve o andan itibaren hayatta kalmak, kaybettiklerimizi geri kazanmak, korkularımızla yüzleşmek ve umudumuzu yitirmemek gibi konularda çok güzel mesajlar veriyor oyun bizlere.
Figment’in bir diğer güzel yanıysa bulmacalarının çok çeşitli olması. Oyun boyunca farklı renklerdeki güç kaynaklarını aynı renklere sahip jeneratörlere yerleştirmek, rüzgâr gücüyle zehirli dumanları dağıtmak, rayların yönünü değiştirerek bir treni haritanın bir ucundan diğerine götürmek, çiçek ekerek kendimize yeni yollar açmak gibi saymakla bitiremeyeceğimiz bir sürü bulmaca var. Hepsi bir bakışta anlaşılan ama üstesinden gelmek için belirli bir çaba harcanması ve üzerine düşünülmesi gereken bulmacalar.
Oyundaki bölüm sonu canavarlarının hepsinin kendine ait bir şarkısı da bulunuyor. Bu canavarlarla savaşırken oyun bir tür müzikale dönüşüyor ve rap müzikten metal müziğe kadar geniş bir yelpazede, konuyla ilgili şarkılar söylüyorlar bize.
Baş kahramanımızın “korkularımızdan saklanarak değil, onlarla yüzleşerek mücadele ederiz” sözü üzerine konuşabilirsiniz. Son savaş esnasında, tam her şey kaybedilmiş gibi görünürken kahramanlarımızın başarıya ulaşmasında umutlarını kaybetmemiş olmalarının etkisine vurgu yapabilirsiniz. Eğer çocuğunuzun korktuğu herhangi bir şey varsa (karanlık, örümcekler vb) bunun üzerine konuşup onu rahatlatabilirsiniz. Korkuları yenmenin onların üstüne gitmekle mümkün olabileceğini söyleyip gerektiğinde bir uzmandan yardım alabilirsiniz.